Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16280 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13001 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm :-... hakkında zamanaşımı nedeniyle düşme -... hakkında 2863 sayılı Kanun'un 65/b, 5237 sayılı TCK'nın 62, 52/2 53, 58/7. maddeleri gereğince mahkumiyet 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine ve sanık ...'nın mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılanlar vekili ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Katılanlar vekilinin yokluğunda verilip 02/03/2011 tarihinde tebliğ olunan kararın 1412 sayılı CMUK'un 310. maddesi gereğince 09/03/2011 tarihine kadar temyiz edilmesi gerekirken, 14/03/2011 tarihinde temyiz edildiği, hüküm tarihi itibariyle temyiz isteminin süresinde olmaması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca katılanlar vekilinin temyiz isteminin isteme uygun olarak REDDİNE, 2-Sanık ...'nın temyiz itirazları bakımından yapılan incelemeye gelince; 2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun'un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında,... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 26/06/1993 gün 1493 sayılı ve 25/09/2003 gün 3409 sayılı kararları ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 156 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine, sanık tarafından betonarme nitelikte tek katlı bir yapı inşa edildiğinden bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanığın dosya kapsamında mevcut savunmasında, bahse konu arazinin sit alanı sınırlarında kaldığını bilmediğini beyan ettiği, ancak ... Belediye Başkanlığı tarafından ilgili Kurul kararının hoparlör ile 2003 yılında ilanının yapıldığı, sanığın ilanın yapıldığı bölgede yaşadığının gerek beyanı, gerekse MERNİS kayıtları ile sabit olduğu, anlaşıldığından, sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, buna rağmen Kuruldan izin alınması mümkün olmayan dava konusu taşınmaz üzerine betonarme vasıfta yapı inşa ettiği anlaşılmakla;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediye Başkanlığı veya İl Özel İdaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin Büyükşehir Belediye Başkanlığı veya İl Özel İdaresi bünyesinde kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, hükümden sonra, 08.10.2013 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun'un 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, Kabul ve uygulamaya göre de; 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet, vesayet ve kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, sadece kendi alt soyu açısından koşullu salıverme süresine kadar uygulanabileceği, alt soy haricindeki kişiler yönünden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 01/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.