Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16009 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16509 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 12 - 2014/258221Mahkemesi : Antalya (Kapatılan) 3. Sulh Ceza MahkemesiTarihi : 06/05/2014Numarası : 2014/289-2014/583Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, sübuta ilişkin ve mahalli Cumhuriyet savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Temel ceza belirlenirken, TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanun'un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracak şekilde 232 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanık hakkında, almış olduğu alkol miktarına nazaran, suçun işleniş biçimi, meydana gelen tehlikenin ağırlığı ve sanığın kastının yoğunluğu nazara alınarak, alt sınır aşılıp hak ve nasafete uygun bir ceza hükmedilmesi yerine, asgari hadden ceza tayini, 2- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanığa hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, uygulanan kanun maddesinin fıkra ve bendinin, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesi sırasında da, uygulanan kanun maddesinin fıkrasının gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.