Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : 730,32 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesiDavacı vekilinin 16.06.2011 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. vd maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Tazminat davasının dayanağını oluşturan Pınarbaşı Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2010/49 Esas – 2011/65 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) göçmen kaçakçılığı yapmak suçundan tutuklu kaldığı ve yargılama sonunda 18.03.2011 tarihinde beraatine hükmedildiği, kararın 25.04.2011 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 16.06.2011 tarihinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı anlaşılmış; 16.06.2011 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 30.06.2011 olarak yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiş; mahkeme hükmünün 28.12.2011 tarihinde verildiği dikkate alındığında, davacı yararına vekalet ücreti tayin edilirken, anılan bu tarihten önce 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren 2012 yılına ait Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 2400 TL’nin, maktu vekalet ücreti olarak ödenmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından; tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazının reddine, ancak;Dava dilekçesinde tarih belirtilmeden faiz talep edilmesi karşısında, dava tarihi yerine, tutuklama tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi,Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün (1) ve (2) numaralı bendindeki ''davacının tutuklandığı tarihten'' ibarelerinin çıkarılarak yerine “dava tarihi olan 16.06.2011 tarihinden” ibarelerinin yazılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.