Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanun'a aykırılıkHüküm : CMK'nın 223/2-e. maddesi gereğince beraat2863 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Şikayetçi Kültür ve Turizm Bakanlığı'na duruşma günü bildirilmediğinden, 5271 sayılı CMK'nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçta zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunduğu kabul edilerek, suçtan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan şikayetçi Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilmek suretiyle yapılan incelemede;1- Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;Mahalli Cumhuriyet savcısının hükmü 09.05.2009 tarihinde 1 haftalık süre geçtikten sonra temyiz ettiği anlaşıldığından 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317.maddesi gereğince temyiz talebinin REDDİNE,2- Katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Olay günü gece saat 23:00 sıralarında ... köyünün köy korucuları olan tanıklar ... ve ...'in devriye görevi yaptıkları esnada, içerisinde kimsenin olmadığı iki aracın araziye bırakılmış halde olduğunun görülmesi ile etrafta incelemenin yapıldığı ve daha önce de kaçak kazı yapılan 391 sayılı parselde bulunan 3 metre derinliğindeki çukurda, izinsiz kazı faaliyeti yapıldığı fark edildiği ve Akçadağ İlçe Jandarma Komutanlığı'na haber verildiği, tanık köy korucuları tarafından etrafa seslenilerek şüphelilerin yakalanmasına çalışılmış ise de, şüphelilerin ortaya çıkmadıkları, olay yerine gelen kolluk görevlilerinin yaptıkları incelemede önceden kazılan 3 metre derinliğindeki çukurda kazı yapıldığının ve 1 metre daha derine inildiğinin tespit edildiği, ayrıca çukur yanında kazma, kürek ve el fenerinin bulunduğu ve el koyma işlemlerinin yapıldığı, bu esnada sanıklar ... ile ...'nın saklandıkları yerlerden çıktıkları ve sanıkların yakalama işlemlerinin yapıldığı, haklarında izinsiz kazı yapmak suçundan dava açılan sanıklar her ne kadar ifadelerinde, davaya konu kazıyı kendilerinin yapmadığını, kendilerinin sadece olay yerinde keşif yaptıklarını, yer belirlemesi sonrası izin alarak kazı yapmak istediklerini, olay yerindeki kazma, küreğin kendilerine ait olmadığını ve kazıyı da kendilerinin yapmadığını beyan etmiş iseler de, olayın meydana geldiği zaman dilimi, olay yerinde kazma, kürek ve el fenerinin bulunmuş olması, sanıkların korucuları görünce saklanmaları, olay yerinde araçlarının olması nedeniyle ortaya çıkmaları ve olay yeri inceleme tutanağında kazının yeni yapılmış olduğunun belirtilmesi karşısında, sanıkların anlatımlarının inandırıcı ve hayatın olağan akışına uygun olmadığı, sanıkların eylemlerinin sabit olması nedeniyle atılı suçtan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.