Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK'nın 106/1-1 cümle, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet Dairemizce verilen 22.10.2015 gün ve 2015/1147 E. 2015/16207 K. sayılı karara karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmekle, 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesine 02/07/2012 gün ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesine eklenen 3. fıkra uyarınca itiraz konusu değerlendirildi; Gereği düşünüldü:1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,2- Dairemizin 24.09.2013 gün ve 2013/148 E. 2013/174 K. sayılı Onama kararının KALDIRILMASINA,Taksirle yaralama suçundan yargılanan sanık hakkında hükmün esasını teşkil eden kısa kararda TCK'nın 89/4, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verildiği halde, gerekçeli kararın son paragrafı ile gerekçeli kararın hüküm kısmında dava dosyası ile ilgili bulunmadığı halde, bıçakla tehdit suçundan TCK'nın 106/1-1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilerek hükmün karıştırıldığı, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin, ek karar ile düzeltilemeyeceği anlaşılmakla, mahkemece verilen 24.09.2013 tarihli ek karar hukuki değerden yoksun olup, ek karar kaldırılarak yapılan incelenmede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, sanığın suçsuz olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine; ancakHükmün esasını teşkil eden kısa kararda, sanığın ismi ve isnat edilen suç ve verilen ceza, dava dosyası içeriği ile uyumlu olduğu halde, gerekçeli kararın “deliller ve gerekçe” başlıklı bölümünün son paragrafında ve hüküm kısmında, sanık ve tanık isimleri, dava konusu suç ve dava konusu suç ile ilgisi bulunmayan bıçakla tehdit suçundan hüküm kurulması suretiyle, kısa karar ile gerekçeli kararı arasında çelişki oluşturulması, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.