Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiKarar Tarihi : 07.10.2010Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal etmeHüküm : 5237 sayılı TCK'nın 134/1-2. cümle, 62, 63, 53/1, 54/1. maddeleri gereğince mahkumiyet.Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Kasıtlı suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde, TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanunun 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki sanık lehine yaptırım öngören TCK'nın 134/1. maddesi gereğince, 1 yıl ile 2 yıl arasında hapis cezası tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece, temel cezanın alt sınır olan 1 yıl hapis cezası esas alınarak belirlenmesi suretiyle adalet ve hakkaniyete uygun olmayacak şekilde sanığa az ceza tayin edilmesi,2- Adnan Menderes Üniversitesi Kardiyoloji Servisinde faaliyet yürüten temizlik şirketinde temizlik elemanı olarak çalışan sanığın, mesleğinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak atılı suçu işlediği anlaşılan sanık hakkında, hükmolunan temel cezada, 5237 sayılı TCK'nın 137/1-b maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle, sanığa eksik ceza tayin edilmesi, Aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedenleri yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Adnan Menderes Üniversitesi Kardiyoloji Servisinde faaliyet yürüten temizlik şirketinde temizlik elemanı olarak çalışan sanığın, mesleğinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak hemşire odasına yerleştirdiği cep telefonunun görüntü kaydetme özelliğini açarak şarj oluyor görüntüsü ile kıyafetini değiştiren kişileri kaydedebilecek şekilde odaya bıraktığı, soyunma odasına gelip kıyafetini değiştirmekte olan katılan mağdurenin görüntülerini bu şekilde kaydettiği, hastane personeli arasındaki duyumlar üzerine sanığın cep telefonunu yine aynı odada inceleyen başka bir çalışanın görüntüleri izlemesi üzerine sanığın cep telefonunda mağdurenin görüntüleri bulunduğunun tespit edildiği olayda, mağdurenin, çıplaklık gibi fiziksel mahremiyetini içeren görüntülerini kaydeden sanığın, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin, sanığın suçu kabul ettiğine, pişman olduğuna ve cezasının paraya çevrilmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilmesine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, TCK’nın 53. maddesinin (3) numaralı fıkrasına aykırılık oluşturacak biçimde hükümler kurulması,Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, (2) numaralı hükmün altıncı paragrafının, “Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b), (d), (e) bentlerindeki hakları kullanmaktan aynı Kanunun 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hakları kullanmak yönünden ise, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanunun 53/3. maddesi gereğince koşullu salıverilmesine kadar, diğer kişiler bakımından TCK'nın 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” şeklinde düzeltilmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, eleştiri dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.