Tebliğname No : KYB - 2015/197956Mahkemesi : Edirne Sulh Ceza HakimliğiKarar Tarihi : 22.09.2014Numarası : 2014/934 Değişik iş Özel hayatın gizliliğini ihlal etmek ve hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek suçlarından şüpheliler M.. D.., A.. D.. ve Edime Antik Otel Görevlileri haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Edime Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/04/2014 tarihli ve 2014/486 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı müşteki vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin Edime Sulh Ceza Hakimliğinin 22/09/2014 tarihli ve 2014/934 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.Dosya kapsamına göre, Edime ... Otel'in giriş-çıkışını kayda alan kamera görüntülerinin şüpheliler tarafından facebook isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden şikayetçi ve yakınlarına gönderdikleri iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu, bahse konu görüntülerin müştekinin otel giriş ve çıkış görüntülerini içerdiği, bu nedenle özel hayatının gizliliğini ihlal niteliği taşımadığı anlaşılmakla, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, bu görüntülerin anılan sosyal paylaşım sitesi üzerinden 12/01/2014 tarihinde M..D... tarafından paylaşıldığının iddia edildiği ve buna ilişkin belgelerin şikayet dilekçesine ek olarak ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, toplanan delillerin şüpheliler hakkında dava açılması için yeterli olduğu gibi bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle;5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 27.05.2015 gün ve 94660652-105-22-12712-2014-10766/34479 sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname ile ihbar ve mevcut evrak tevdi kılınmakla;Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Özel hayat; kişinin sadece gözlerden uzakta, başkalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tamamen kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içerir. Bu nedenle, kamuya açık alanda bulunulması, bu alandaki her görüntü veya sesin dinlenilmesine, izlenilmesine, kaydedilmesine, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına rıza gösterildiği anlamına gelmez. Kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, “kalabalığın içinde dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik” prensibi geçerli olup, kamuya açık alandaki kişinin, gün içerisinde yapıkları, gittiği yerler, kiminle niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları tespit etmek amacıyla sürekli denetim ve gözetim altına alınması sonucu elde edilmiş bilgileri ya da onun başkalarınca görülmesi ve bilinmesini istemeyeceği, özel yaşam alanına girdiğinde şüphe bulunmayan faaliyetleri özel hayat kavramı kapsamına dahildir; ancak, süreklilik içermeyen ve özel yaşam alanına dahil olmayan olay ve bilgiler ise bu kapsamda değerlendirilemez. Sonuç olarak, bir olay ya da bilginin, özel hayat kavramı kapsamına girip girmediği belirlenirken, kişinin toplum içindeki konumu, mesleği, görevi, kamuoyu tarafından tanınıp tanınmadığı, dışa yansıyan davranışları, rıza ve öngörüleri, içinde bulunduğu fiziki çevrenin özellikleri, sosyal ilişkileri, müdahalenin derecesi gibi ölçütler göz önüne alınmalıdır. Bu açıklamalar ışığında incelenen soruşturma dosyası kapsamında, şikayetçinn 13.01.2014 havale tarihli şikayet dilekçesinde yer verdiği “M.. D..'in babası, A.. D..'in eşi H.. D.. ile ilişkisi olduğu, şüphelilerden Hikmet'in evli olduğunu öğrenmesi üzerine ayrıldığı, ancak 5 ay sonra Hikmet ile tekrar görüşmeye başladığı ve beraber gittikleri Edirne .... otele girdikleri sıradaki görüntüyü M.. S.. E.. ulaştırdıkları, onunda bu görüntüyü Facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde kendisine, kızına ve kardeşlerine hakaret, tehdit ve şantaj mesajları ile gönderdiği” şeklindeki iddiaları, şikayetçinin Hikmet Düzgören ile aynı otele beraber giriş çıkış yaptıklarını gösteren ve aralarındaki ilişkinin varlığını ortaya çıkaran dosyada mevcut görüntü kayıtları, şüpheli M.. D..'in “Edirne ....otele giriş görüntülerinin annesinin cep telefonundan aldığı, müştekinin kardeşine anne-babasının evliliğini kurtarmak için öfke ile gönderdiği” şeklindeki savunması birlikte nazara alındığında, şüpheliler M.. D.., A.. D.. ve ... otel görevlileri hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 134. maddesinde tanımlanan “Özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan soruşturma yapılması için yeterli delil bulunduğu, anılan suça ilişkin maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına yarar delillerin etraflıca araştırılıp, ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, Şüpheliler hakkında, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan ve kişisel verilerin kayda alınması “otelin giriş-çıkış görüntülerinin elde edilmesinin bu gizliği ifşa etmediği, müştekinin otel girme eylemi ile otel güvenlik kameralarının kendisini çekebileceği ve kaydedilebileceğini öngördüğü bu haliyle suçların oluşmadığı ” şeklindeki, özel hayatı salt mekana indirgeyen gerekçelerle ve eksik incelemeye dayalı olarak verilen Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının 03.04.2014 tarihli ve 2014/486 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine ilişkin mercii Edirne Sulh Ceza Hakimliğince verilen 22.09.2014 tarihli ve 2014/934 değişik iş sayılı kararında isabet görülmemiş olup, Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Edirne Sulh Ceza Hakimliğince verilen 22.09.2014 tarihli ve 2014/934 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.