Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15495 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2832 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : 2.400 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Hükmün niteliği itibariyle koşulları oluşmadığından, davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK'nın 318. maddesi gereğince REDDİNE, Davacı vekilinin, 18.02.2013 tarihinde tefhim edilen hükmü, CMK'nın 310/1. maddesinde öngörülen süre içinde aynı gün temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki aksi yöndeki görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Davacının tazminat talebinin dayanağı olan Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.05.2012 tarih ve 2012/56 esas, 2012/63 karar sayılı ceza dava dosyasında haksız olarak tutuklu kaldığı sürelerin, tazminat istemine ilişkin dava açıldıktan sonra, Konya 1. Çocuk Mahkemesinin 2011/27 esas, 2012/205 karar sayılı ceza dava dosyası üzerinden 24.07.2012 tarihinde verilen karar ile aynı dosyada verilen hapis cezasından talep üzerine mahsup edilmiş ise de; hükümden sonra 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 144/1. maddesinin (1). fıkrasının (a) bendinde tazminat isteyemeyecek kişiler arasında ''gözaltı ve tutukluluk süresi başka bir hükümlülüğünden indirilenler'' şeklindeki düzenleme 30/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6459 sayılı İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamınında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 18. maddesi hükmü ile yürürlükten kaldırılmış olması karşısında, yargılamaya devamla, uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararla ilgili olarak, diğer yasal koşulların varlığı halinde mahsup durumu da gözetilerek, hak ve nasafet ilkelerine uygun makûl bir tazminata hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat kararının verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilmesi suretiyle fazla tayini, Kanuna aykırı olup, davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.