Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15339 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22214 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 12 - 2014/181270Mahkemesi : Mersin (Kapatılan) 7. Sulh Ceza MahkemesiTarihi : 26/02/2014Numarası : 2013/941-2014/151 Suç : Taksirle yaralama Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yaşı küçük mağdur Ö.. A..'ın kanuni temsilcisi olan babası A.. A.. hakkında mağdura velayeten katılma kararı verildiği kabul edilerek yapılan incelemede: Katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın yönetimindeki otomobil ile açık havada, gündüz vakti, yerleşim yerinde, orta refüjle bölünmüş, tek yönlü, asfalt kaplama, yüzeyi kuru, düz ve eğimsiz caddeyi takiben kavşak alanına doğru seyir halindeyken, gidiş istikametine göre yolun sol tarafından sağ tarafına, karşıdan karşıya geçmek için taşıt yoluna giren 10 yaşındaki mağdur yaya Ö.. A..'a, zeminde sağa yönelen 17 metre fren izi bırakarak, aracının sol ön yan kısımlarıyla çarptığı olayda, Trafik kazası tespit tutanağında; Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 109/d maddesindeki, “Kavşağa gelen sürücüler kavşak giriş ve çıkışlarından kurallara uygun olarak karşıya geçen veya geçmek üzere olan yayalara, geçiş hakkını vermek zorundadırlar.” kuralını ihlal etmesinden dolayı sanık sürücünün tam kusurlu olduğunun ifade edildiği, keşif sonrası hazırlanan bilirkişi raporunda, Karayolları Trafik Kanunu'nun yayalara ait asli kusurlardan 04 “Araçlara ilk geçiş hakkını vermemek” ve aynı Kanun'un 68/b maddesindeki, “Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında her hangi bir yerden geçmeleri yasaktır.” kurallarını ihlal etmesinden dolayı mağdur yayanın tam kusurlu olduğunun belirtildiği ve mahkemece keşfe binaen hazırlanan bilirkişi raporuna itibarla sanığın beraatine hükmedilmiş ise de, Trafik kazası tespit tutanağında yer alan kaza yeri krokilerinde, yayanın kavşak başını kullanarak karşıdan karşıya geçtiği ve yolu hemen hemen orta kısmına kadar katettiği gösterilmiş olup, bu tespitin aksine bir delil bulunmaması karşısında, yol genişliği, çarpma noktası, kaza saati ve mahal koşullarına göre, sanık sürücünün asli kusurlu olduğunun kabulüyle mağdurda meydana gelen yaralanmanın TCK'nın 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında bulunup bulunmadığına ilişkin usulüne uygun rapor alındıktan sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, trafik kazası tespit tutanağındaki belirlemeleri göz ardı eden yetersiz bilirkişi raporuna itibarla ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,Kabul ve uygulamaya göre de: Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına maktu vekalet ücreti hükmedilmesi ve hükmedilen vekalet ücretinin devlet hazinesinden alınmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, davanın tarafı olmayan sanık müdafiine vekalet ücreti takdir edilip, hükmedilen vekalet ücretinin de, devlet hazinesi yerine, katılandan alınmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.