Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : CMK'nn 223/2-e maddesi gereğince beraat Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Olay günü gece saat 18.20 sıralarında, bulutlu havada, sanık sürücü yönetimindeki otomobille, meskun mahal dışı, refüjle bölünmüş, tek yönlü, birden çok şeritli, virajlı, zemini asfalt, yüzeyi kuru, yakınında trafik levhası ve yaya geçidi bulunmayan, yaya kaldırımı ve iki yanda banketi mevcut ve mahaldeki aydınlatma ışıklarının çalışmaması nedeniyle görüşü far ışığında açık yolda seyri sırasında, olay yeri olan virajlı yol kesimine geldiğinde, seyir istikametine göre sağdan yola girerek sol tarafa, ilk geçiş hakkını gelmekte olan sanık idaresindeki araca vermeden, tehlikeli bir şekilde karşıya geçmeye çalışan, üzerlerinde koyu renkli elbiseler bulunan iki yayaya, sol şerit üzerinde, aracının ön kısmıyla önlemsiz şekilde çarpması sonucu yaya anne ve 6 yaşındaki oğlunun ölümü ile sonuçlanan olayda, mahkemece hükme esas alınan ve sanığa kusur atfetmeyen Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi'nin 16/11/2012 tarihli kusur raporunda yer alan “dosyadaki delillere göre sanığın olay mahallindeki hız limitini aştığı söylenemeyeceğinden, mahallinde icra edilen 14/09/2012 tarihli keşfe dayalı olarak düzenlenen bilirkişi raporundaki sanık sürücünün aracın hızını dönemeçlere girerken azaltmama nedeniyle kusurlu olduğu şeklindeki değerlendirmeye iştirak edilmediği” yolundaki değerlendirme ve sanığın kusurunun bulunmadığına ilişkin mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekillerinin, kusura ve eksik incelemeye ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Olayda sanığın atılı suç yönünden taksirinin bulunmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-c maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği halde, hüküm fıkrasında " sanığın yöneltilen bu suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı anlaşıldığından CMK'nn 223/2-e maddesi gereğince " beraatine verilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının 1. bendindeki "sanığın yöneltilen bu suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı anlaşıldığından CMK'nn 223/2-e maddesi gereğince" ibaresinin, “olayda sanığın atılı suç yönünden taksirinin bulunmaması nedeniyle CMK'nın 223/2-c maddesi gereğince" şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/6/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.