Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15155 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6043 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiTaksirle ölüme sebep olmak suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 85/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen hapis cezasının aynı Kanun’un 51. maddesi uyarınca ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresine tabi tutulmasına, aynı Kanun’un 53/6. maddesi gereğince sürücü belgesinin 3 ay süre ile geri alınmasına dair Karacabey Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2012 tarihli ve 2010/1044 esas, 2012/1028 sayılı kararının infazı sırasında, sanığın ehliyetinin 3 ay süre ile geri alınması hükmünün infazı konusunda tereddüt oluştuğundan yeniden karar verilmesi talebi üzerine söz konusu tedbirin hükmün kesinleştiği tarihten itibaren infazına ilişkin aynı Mahkemenin 11/07/2013 tarihli ve 2010/1044 esas, 2012/1028 sayılı ek kararını kapsayan infaz dosyası incelendi.5237 sayılı Kanun'un 51/8. maddesindeki “Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.” ve aynı Kanun’un 53/6. maddesinde yer alan “... Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.” hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kararda yer alan sürücü belgesinin geri alınması güvenlik tedbirinin denetim süresinin tamamlanmasından sonra infaz edileceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle;5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 04.02.2014 gün ve 94660652-105-16-0684-2014-2720/8289 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 19.09.2013 tarihli 2013/1049 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin mercii kararı aleyhine yazılı emir talebine ilişkin kanun yararına bozma talebinde bulunulmamış ise de; sanığın dilekçe kapsamından Karacabey Asliye Ceza Mahkemesi'nin 11.07.2013 tarihli 2010/1044 esas, 2012/1028 sayılı "sürücü belgesinin geri alınması kararının hükmün kesinleşmesi ile infazının başlanmasına" ilişkin ek kararına da yönelik kanun yararına bozma talep ettiği anlaşılmakla; TCK'nın 53/6. maddesinde yer alan "Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet halinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar." şeklindeki düzenleme incelendiğinde;Maddenin ilk dört fıkrasındaki düzenlemelerin kasten işlenen suçlarda hapis cezasının yasal sonucu olduğu ve hükümde belirtilmemiş olsa dahi sanık veya hükümlü lehine aleyhe bozma yasağına konu olamayacağı, ancak beşinci fıkradaki düzenlemede adli para cezasına mahkumiyet halinde de mahkemece hükmedilmek koşuluyla hak yoksunluğuna karar verilebileceği ve bu hak yoksunluğunun para cezaları açısından adli para cezasının tümüyle infazından sonra başlayacağında kuşku bulunmamaktadır.TCK'nın 53/6. fıkrasının uygulanma koşullarına gelince, anılan fıkrada hapis veya adli para cezasına mahkumiyet ayrımı yapılmaksızın mahumiyet yeterli görüldüğünden, taksirle işlenen suçlarda hakim tarafından hükmedilmek ve süresi belirtilmek koşuluyla, fıkradaki bir meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına veya sürücü belgesinin alınmasına karar verilmesi mümkündür. Hapis cezasına mahkumiyet halinde cezanın infazı süresince yoksun bırakılan kişi bu meslek veya sanatı fiilen icra edemeyeceğinden veya sürücü belgesini kullanamayacağından, yasaklama ve geri alma hükmünün hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girmesinde ve sürenin cezanın tümüyle infazından sonra işlemeye başlamasında maddenin diğer fıkralarındaki düzenlemelere herhangi bir aykırılık veya adaletsizlik bulunmamaktadır. Ancak; adli para cezasına mahkumiyet halinde veya cezanın ertelenmesi halinde fıkranın infaz koşullarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.Şöyle ki;Sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının ertelendiğini ve iki yıllık denetim süresi öngörüldüğünü yine aynı ilamda sürücü belgesinin üç ay alınmasına karar verildiğini düşünelim, bu ihtimalde sanığın mahkumiyeti kesinleşecek, kesinleşme ile birlikte sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin karar yürürlüğe girecek iki yıllık denetim süresince hükümlü bu sürücü belgesini kullanamayacak, iki yılın sonunda TCK'nın 51/8. maddesi uyarınca ceza infaz edilmiş sayılacak ve sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin süre başlayacaktır, görüldüğü gibi sürücü belgesi gerçekte üç ay değil bu ihtimalde iki yıl üç ay alınmıştır. Oysa hükmeden mahkeme sürücü belgesinin üç ay alınmasına karar vermiştir. Bu uygulamanın maddenin amacı ve özüyle TCK'nın 3. maddesindeki, güvenlik tedbirlerinin işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olması gerektiğine ilişkin hükümle bağdaşmadığı açıktır.Aynı çelişkili durum para cezaları açısından da söz konusudur, sanık hakkında hükmedilen adli para cezasının ekonomik ve sosyal durumu itibariyle aylık 24 eşit taksitte ödenmesine karar verilmesi halinde, sürücü belgesi hüküm kesinleşir kesinleşmez alınacak belki de çalışarak adli para cezasını ödeyeceğini düşünen ve mesleği şoförlük olan sanık birden 24 ay boyunca mesleğini icra edemez hale gelecek, aslında sürücü belgesi üç ay alınmış olmasına karşın 2 yıl 3 ay boyunca sanık bu haktan mahrum edilmiş olacaktır. Bu adil olmayan ve yasanın amacıyla da bağdaşmayan uygulamaların önlenmesi için, sürücü belgesinin geri alınması tedbirinin, adli para cezası ve erteli hapis cezasını içeren hükümler ile birlikte verilmesi halinde, hakkaniyet, hak ve nasafet ilkeleri ile TCK'nın 3. maddesinin 1. fıkrasında yer alan, “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” şeklindeki düzenleme nazara alınarak geri alma tedbirine ertelenmiş hapis cezası ile birlikte karar verildiğinde, geri alma işleminin erteleme süresi boyunca uygulanmayıp cezanın infaz edilerek denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi durumunda, hükümlünün sürücü belgesinin geri alınarak ilamda belirtilen süre boyunca bu tedbirin uygulanmasının hakkaniyete daha uygun olacağı, bu nedenle Karacabey Asliye Ceza Mahkemesi'nin 11.07.2013 tarihli ve 2010/1044 esas, 2012/1028 sayılı ek karar ile ehliyetin geri alınması işleminin cezanın tümü ile infazından itibaren başlatılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlamaya karar verilmesi isabetsiz olup,Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Karacabey Asliye Ceza Mahkemesi'nin 11/07/2013 tarihli ve 2010/1044 esas, 2012/1028 sayılı kararının CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.