Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç :Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm :TCK'nın 179/2, 62/1, 50, 52/4. maddeleri gereğince mahkûmiyet Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay günü gündüz saat 10:20 sularında bulutlu havada, meskun mahalde, 2 yönlü, 11 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, eğimsiz düz yolda idaresindeki motosikletle seyir halinde bulunan sanığın, ışık kontrollü 3 yönlü T kavşakta, kendi seyir yönüne kırmızı ışık yandığı halde, kavşağa bilerek girmesi üzerine, yeşil ışıkta idaresindeki otomobille kavşağa giren sürücü ...'ın aracına çarpması şeklinde gelişen olayda; TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun kasten işlenebilen suçlardan olduğu ve bu suçun oluşabilmesi için aracın kasıtla kişilerin hayat, sağlık ve malvarlığı açısından tehlike yaratacak bir şekilde sevk ve idare edilmesi gerektiği, sanığın, idaresindeki aracıyla, kendisiyle aynı yöne seyreden tanık ...'in, kavşakta kırmızı ışıkta beklediğini gördüğü halde, seyir yönüne hitap eden kırmızı ışığa aldırış etmeden, geçebileceği zannıyla, seyrine devam ettiği ve suç işleme kastıyla hareket ettiği, bu itibarla TCK'nın 179/2. maddesinde tarif edilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun yasal unsurlarının oluştuğu dosya kapsamındaki delillerle sabit olmakla, tebliğnamede, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiş; gerekçeli karar başlığında, CMK’nın 232/2-c maddesine uygun şekilde suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi, mahallinde tamamlanması mümkün yazım eksikliği olarak kabul edilmiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddesine ve bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesi sırasında uygulanan Kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “müşteki” ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine “adli para cezasına çevrilmesine; TCK'nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 75 tam gün olarak belirlenmesine; TCK'nın 52/2. maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi suretiyle eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.