Tebliğname No : 12 - 2014/256931Mahkemesi : Akhisar (Kapatılan) 1. Sulh Ceza MahkemesiTarihi : 08/04/2014Numarası : 2014/15-2014/498Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK'nın 179/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 179/2. ve 49/1. maddeleri gereğince 1 ay ile 2 yıl arasında hapis cezası tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece, alt sınırdan ceza tayin edildiği ifade edildikten sonra, temel ceza 6 ay hapis cezası olarak teşdiden belirlenmiş ise de, sanığa hükmolunan 6 ay hapis cezasından, TCK'nın 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak, sonuç olarak belirlenen 5 ay hapis cezası günlüğü 20,00 TL'den 3.000,00 TL adli para cezasına çevrilmiş olup, temel cezanın 6 ay hapis cezası olarak belirlenmesinden sonraki uygulamanın doğru ve dosya kapsamına nazaran isabetli olması karşısında, hüküm fıkrasındaki, “alt sınırdan olmak üzere” ibaresinin sehven yazıldığı açıkça anlaşıldığından; ayrıca, TCK'nın 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının öngörüldüğü, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda her hangi bir düzenlemenin bulunmadığı, 5275 sayılı Kanun'un 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede mükerrirler hakkında hükmolunan adli para cezasının infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, bu durumda, TCK'nın 58, 5275 sayılı Kanun'un 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında adli para cezasına hükmedildiği için, TCK'nın 58. maddesi gereğince tekerrür hükümler uygulanamayacağından, tebliğnamedeki, asgari hadden ceza tayin edildiği açıklandıktan sonra teşdiden ceza tayin edilmesi ve tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmaması hususunun kararda tartışılmamasından dolayı bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının asgari hadden ceza tayin edildiği ifade edildikten sonra gerekçesi de açıklanmaksızın teşdiden ceza tayin edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanığa hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, uygulanan kanun maddesinin bendinin ve bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktarın belirlenmesi sırasında uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle de TCK'nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi, 2- TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01.03.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, infazı kısıtlayacak şekilde, hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde TCK'nın 50/6. maddesi gereğince hapis cezasının infaz edileceğinin ihtarına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 3 numaralı paragrafının, “3- Sanığa hükmedilen 5 ay hapis cezasının, TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine, aynı Kanun'un 52/2. maddesi uyarınca, sanığın ekonomik durumu ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurulup, 1 gün karşılığı takdiren 20,00 TL olarak belirlenerek, sanığın neticeten 150 gün karşılığı 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,” şeklinde değiştirilmesi, hükmün 5 numaralı paragrafının hükümden çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.