Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14679 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22501 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 12 - 2014/149576Mahkemesi : Pazar (Rize) 1. Asliye Ceza MahkemesiKarar Tarihi : 15/01/2014Numarası : 2012/496 - 2014/26Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı; Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği; Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 31.10.1991 tarih ve 1185 sayılı kararıyla doğal sit alanı olduğu kabul edilen ve aynı Koruma Kurulu'nun 23.03.1998 tarih, 3062 sayılı kararıyla da 1.,2. ve 3. derece doğal sit alanı olduğu kabul edilen Rize ili, Çamlıhemşin ilçesi, Ayder Yaylasında Çamlıhemşin Belediyesi görevlilerince yapılan 02.05.2011 tarihli denetimde, Yukarı Ambarlık mevkiinde bulunan ve sanığın işlettiği pansiyonun bitişiğine, tek katlı, altı taş, üzeri ahşap malzemeden müştemilatın yapıldığının tespit edildiği, yine Çamlıhemşin Belediyesi görevlilerince 02.06.2011 tarihinde yapılan denetimde ise 1 aylık süre verildiği halde izinsiz yapının yıkılmadığının tespit edildiği, bu tespitler üzerine sanık H.. D.. hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar sanık verdiği ifadelerinde, davaya konu uygulamalar için izin alınması gerektiğini bilmediğini beyan etmiş ve hakkında yapılan yargılama neticesinde de sit alanı ilanına ilişkin kararların ilgilisine tebliğ edilmesinin zorunlu olduğu, olayda ise tebliğin bulunmadığı gerekçesi gösterilerek, sanığın beraatine karar verilmiş ise de; tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının tebliğ zorunluluğunun yukarıda açıklandığı üzere, 11.10.2013 tarihinden itibaren yapılan tescil işlemleri için gerekli olduğu, bu tarihten önce yapılmış tescil işlemleri için tebliğ zorunluluğu bulunmayıp, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmiş olmasının, koruma kararının bilindiğinin kabul edilmesi konusunda yeterli olduğu, olayımızda ise davaya konu yerin tek yapı ölçeğindeki kültür veya tabiat varlığı olmadığı, davaya konu yerin Doğal Sit Alanı ilan edilmiş bölge içerisinde yer aldığı, sit ilanına ilişkin kararın ise mahallinde 14.10.1998 tarihinde mutat vasıtalarla duyurulduğu ve buna ilişkin tutanakların dosya kapsamında bulunması karşısında, sanığın suça konu yerin doğal sit alanı içerisinde kaldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, böylece sanık hakkında kurulan beraat gerekçesinin yerinde olmadığı, dosya kapsamında bulunan olay yeri fotoğraflarından ve tutanaklardan anlaşılacağı üzere, sanığın fiziki ve inşai müdahale kapsamındaki izinsiz uygulamalarda bulunduğu anlaşılmakla, olay yerinde inşaat mühendisi ve kadastro teknisyeni ile keşif yapılarak, davaya konu yapının halen bulunup bulunmadığının, izinsiz müştemilatın yapıldığı yerin doğal sit alanı içerisinde kalıp kalmadığının hiçbir tereddüde yer vermeksizin tespit edilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçeyle sanığın beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, sanığın beraatine ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.