Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1461 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3644 - Esas Yıl 2015





Tebliğname No : 12 - 2014/257732Mahkemesi : İstanbul Anadolu 9. Ağır Ceza MahkemesiTarihi : 27/03/2014Numarası : 2013/326 – 2014/103Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatDavacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması,2-Maddi tazminatın davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama sonucu bulunan ‘’863,08’’ TL yerine, hatalı bilirkişi raporuna dayanılarak bu miktarı aşacak şekilde ‘’951’’ TL olarak tayin edilmesi,3-29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup, bu hakkın asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı ancak ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken ve ilgili davada temyizen incelenebilecek haklardan olduğunun belirtilmiş olması karşısında, ceza dava dosyasında beraatine hükmedilen davacının kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğu gerekçesiyle dosyaya sunulan 17.07.2013 tarihli serbest meslek makbuzu örneğine göre vekalet ücreti olarak ödendiği belirtilen ''5.000'' TL'nin davacı lehine maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması suretiyle, davacı yararına fazla maddi tazminata hükmedilmesi,4-Dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında faiz talebinde bulunulmamasına rağmen, hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,5-Gerekçeli karar başlığında, dava türü olarak, ''Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat'' ibaresi yerine, ''466 sayılı yasaya göre tazminat'' ibaresine yer verilerek, ''26/07/2013'' olan dava tarihinin ''31/07/2013'' olarak yazılması,6-Yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve nedene dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, davacı lehine aynı konu ve nedene dayalı açılmış başka dava bulunup bulunmadığının, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sorgulanıp, ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,İsabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.