Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Hüküm : 3286,41 TL maddi ve 3500 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacı vekilinin 08.08.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını ve yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tazminat davasının dayanağını oluşturan Mersin 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/282 Esas – 2012/221 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinden; sanığın (davacının) kasten öldürme suçundan tutuklu kaldığı ve yargılama sonunda 14.06.2012 tarihinde beraatine hükmedildiği, kararın 22.06.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 08.08.2012 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla, Hazırladığı rapor hükme esas alınan ve mali müşavir olarak görev yapan bilirkişinin Mersin Adli Yargı İlk Derece komisyonuna ait yeminli bilirkişi listesinde kayıtlı bulunduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiş, davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak hesaplanacak 3597,05 TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda brüt asgari ücret üzerinden yasal kesintilerin hatalı yapılması suretiyle belirlenen 3286,41 TL'nin hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın eksik tayini ve manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, 169 gün süreyle tutuklanan davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp eksik tayini, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Davacı tarafından açıkça yasal faiz talep edilmemesine karşılık, kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları için dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1 numaralı bendindeki faize ilişkin kısmının çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.