Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuçlar : Cinsel taciz, haberleşmenin gizliliğini ihlalHükümler : Cinsel taciz suçundan: TCK'nın 105/1, 62/1, 53/1, 58/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan: TCK'nın 38/1. maddesi atfıyla aynı Kanunun 132/1-son, 62/1, 53/1, 58/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Haberleşme içeriklerinin ifşa edilmesi suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan: TCK'nın 132/2, 62/1, 53/1, 58/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Cinsel taciz ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: A) Cinsel taciz ve haberleşme içeriklerinin ifşa edilmesi suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde, Dosya kapsamına göre, amcasının oğlu ...'un resmi nikahlı eşi olan katılan ...'ın ... isimli bir kişi ile gayrimeşru ilişkisi olduğundan şüphelenen sanık ...'un, cep telefonunun numarasını gizleyerek, katılanı arayıp, kısık sesle ve sesini değiştirerek, “Ben ... aşkım, nasılsın? Şu an yataktayım...istiyorum” şeklindeki sözlerle katılanı taciz ettiği, muhatabının ... olduğunu zannederek bir süre sanıkla konuşan katılanın durumu fark etmesi üzerine sanıkla katılan arasındaki görüşmenin sona erdiği, daha sonra, telefonunu gizli konumdan çıkartıp, tekrar katılanı arayan sanığın, katılana, başkalarıyla ilişkisi olduğunu bildiğini belirterek, kendisine çeki düzen vermesini söylediği, konuyu, fiilen beraber yaşadığı ...'a da anlatan sanığın, ...'dan, katılanla yapacakları telefon görüşmelerini kayda almasını istediği, sanığın istemini yerine getiren ...'un, katılanla telefonda yaptıkları görüşmeleri gizlice kayda almasını müteakip, sanığın, bu kayıtları, katılanın eşine ve akrabalarına dinlettiği iddiasına konu olayda, Sanığın, katılanın edep ve iffetini rencide edecek şekilde cinsel içerikli sözler sarf ettiğine ve katılan ile fiilen beraber yaşadığı ...'un tarafı olduğu haberleşme içeriklerini başkalarına ifşa ettiğine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan, sanığın sübuta ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, B) Haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince; TCK'nın 44. maddesinin uygulanabilmesi için, sanığın, işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet vermesi gerektiğinden, tebliğnamedeki, “Sanık hakkında TCK'nın 132. maddesinin 2. fıkrasınca hüküm kurulması karşısında, TCK'nın 44.maddesi gözetilmeden, sanığın TCK'nın 132/1. maddesince de cezalandırılması” nedeniyle hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, Azmettirme, belli bir suçu işleme hususunda henüz fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir. Azmettirmeden söz edilebilmesi için eylemin tamamlanmış veya teşebbüs aşamasında kalması gerekir. TCK'nın 40. maddesinde de, “(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır. (2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur. (3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir.” düzenlemesine yer verilerek, kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin bulunmaması ya da asıl suça ilişkin icra hareketlerine başlanmamış olması halinde, kural olarak azmettirenin cezalandırılamayacağı kabul edilmiştir. Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada, sanığın fiilen beraber yaşadığı ...'u azmettirmesi sonucunda, ...'un katılanla yaptıkları telefon görüşmelerini kaydettiği iddia ve kabulüne konu olayda, Kişinin kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini kaydetmesi eyleminin TCK'nın 132/1-2. maddesinde suç olarak tanımlanmaması karşısında, sanığın azmettirdiği kabul edilen, “...'un katılanla yaptıkları telefon görüşmelerini kaydetmesi” eyleminin, hukuka aykırı işlenmiş bir fiil niteliğinde bulunmaması nedeniyle, azmettirmeden dolayı sanığın cezalandırılmasının mümkün olmadığı ve atılı suçtan sanık hakkında CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yasal olmayan yazılı gerekçelerle sanık hakkında TCK'nın 38/1. maddesi atfıyla aynı Kanunun 132/1-son maddesi gereğince mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.