Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13831 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21583 - Esas Yıl 2014
Tebliğname no : 12 - 2014/208040Mahkemesi : Körfez 2. Asliye Ceza MahkemesiTarihi : 13/02/2014Numarası : 2013/50 - 2014/51 Suç : Taksirle Yaralama Taksirle yaralama suçundan sanık M.. A..'ın beraatine ilişkin hüküm ile sanık Y.. Y.. hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar katılan E.. G.. müdafi ile katılan N.. G.. tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Sanık Y.. Y.. hakkındaki temyiz isteminin incelenmesinde;Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı, katılan N.. G..'in temyiz isteminin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE;2-Sanık M.. A.. hakkındaki temyiz isteminin incelenmesine gelince;Sanık Y.. Y..'un olay günü idaresindeki otomobille orta refüjle bölünmüş caddeyi takiben seyri sırasında, yolun sağ platformunun trafiğe kapalı olduğunu diğer yolun gidiş geliş kullanıldığını görmesi üzerine, yolun diğer platformuna geçerek seyrine devam etmek istediği sırada, kapalı olan yol bölümünden gelip orta refüjü geçerek karşıya geçmek isteyen katılanlara aracının ön sağı ile çarptığı olayda; yolun kapalı olan platformunda cadde üzerinde sanık M.. A..'a ait inşaatın önünde olay günü beton atma işleminin yapıldığı, bu işlemi yapmak için sanık M.. A..'ın olaydan bir gün önce 15.10.2012 de Körfez Belediyesi'ne müracaat etmesi üzerine yolun bir bölümünün kapatılmasına Belediye tarafından karar verildiği, her ne kadar kaza tespit tutanağında sanığın trafiğe kapattığı bölümde gerekli işaretleme ve tedbirlerin yeterli olmadığı belirtilmiş ise de; yolun bir bölümünün trafiğe kapalı olduğuna dair yeterli işaretlemelerin yapılmadığı kabul edilse dahi, katılan N.. G..'in soruşturma aşamasındaki ifadesinden de anlaşılacağı üzere, mahalde yapılan çalışmadan dolayı yolun kapalı olduğunu görmesine rağmen geçiş yapacağı yolun her iki tarafını kontrol etmeksizin yola girdiği, bu nedenle katılanın olayda asli kusurlu olduğunun anlaşıldığı, dosya içeriğindeki ilgili Belediye'nin müzekkere cevaplarında; yolun güney şeridinin trafiğe tamamen kapatıldığının mecburi yön levhaları ile trafiğin kuzey şeridine aktarıldığının, kuzey şeridine çift yönlü trafik levhalarının konulduğunun, trafik ikaz levhaları ile kuzey şeridinin çift yönlü trafiğe açık hale getirildiğinin, M.. A..’ a Körfez Belediyesi Trafik ekipleri tarafından tabela ve şerit bant desteği yapıldığının belirtildiği, tüm bu tespitler karşısında, sanığın olayın meydana gelmesine sebep olabilecek taksir düzeyinde herhangi bir kusurlu davranışından söz edilemeyeceği ve bu nedenle kusurunun bulunmadığı gözetilmeden, sanığın kusuru bulunmadığı nedeniyle beraati yerine, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil elde edilemediği gerekçe gösterilerek beraatine karar verilmesi:Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık M.. A.. hakkındaki hüküm bölümünün 1. paragrafındaki “sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil elde edilemediği anlaşılmakla sanığın üzerine atılı suçtan 5271 sayılı CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE” ibaresinin çıkarılarak yerine “sanığın taksirinin bulunmadığı anlaşıldığından CMK nın 223/2-c maddesi gereğince sanığın BERAATİNE,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 18.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.