Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13763 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11158 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Haberleşmenin gizliliğini ihlalHüküm : Beraat Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık ...'in, resmi nikahlı eşi olan ... ile fiilen beraber yaşadıkları dönemde, eşi ile eşinin önceki evliliğinden olan mağdur ... ve eşinin arkadaşı olan mağdur ... arasındaki telefon görüşmelerini, evdeki sabit telefona yerleştirdiği cihaz sayesinde gizlice kaydedip, bu şekilde elde ettiği ses kaydını, eşinin, internette tanıştığı bir başka erkekle duygusal boyutta arkadaşlık ilişkisi içerisine girerek sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair iddialarının delili olarak boşanma davasının görüldüğü mahkemeye sunduğu olayda, Katılan mağdur ...'ın tarafı olduğu telefon görüşmelerini, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanık ...'in, kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlayıp, boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının, eşi ...'in güven sarsıcı olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan dolayı beraat kararı verilmesine ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin üçüncü kişilerin haberleşme içeriklerinin kaydedilmesinden dolayı sanık hakkında beraat kararı verilmesinin isabetsiz olduğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanık hakkında beraat hükmü kurulurken, uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün ilk paragrafının, “Sanık hakkında haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine,” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.