Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13719 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 470 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiKatılan-Sanıklar : 1-..., 2-...Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, kişilerin huzur ve sükununu bozmaHüküm : 1-Katılan sanık ... Korukçu hakkında; Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan- CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan- TCK'nın 123/1, 62, 53, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet 2-Katılan sanık ... hakkında; Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan-TCK'nın 179/2, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan katılan sanık ...'ın mahkumiyetine, katılan sanık ...'nun trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beraatine ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan sanık ... ve katılan sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Katılan sanık ...'ın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan sanık ... müdafinin sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;Ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği hususuna hükümde yer verilmemek suretiyle TCK'nın 52/4. maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden (D) olarak sınıflandırılan hüküm fıkrasının 3. bendinin devamına "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına" ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,2-Katılan sanık ...'nun kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan sanık ...'nun haksız tahrik koşullarının oluştuğuna ve lehe olan hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;Tekerrüre esas alınan Kemalpaşa 1 .Sulh Ceza Mahkemesinin ... Esas, ... Karar sayılı ilamının suç tarihi olan 24.11.2012 tarihinden sonra 14.12.2012 tarihinde kesinleştiği, dolayısıyla tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; (B) olarak sınıflandırılan hüküm fıkrasının tekerrüre ilişkin 7. bendinin hükümden çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 3-Katılan sanık ...'nun trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;Katılan sanık ...'nun kendisinden yol isteyen katılan sanık ...'a yol vermemesi şeklinde gerçekleşen eylemde, katılan sanık ...'ın suçtan doğrudan zarar görmesi nedeniyle, kendisinin ve kendisi adına vekilinin hükmü temyiz etme hak ve yetkisinin bulunduğu kabul edilerek yapılan incelemede;Aralarında husumet bulunan katılan sanıkların olay günü karşılaştıkları, ...'ın aracı ile seyir halindeyken, önünde seyreden ...'dan sollamak amacıyla yol istediği, katılan sanık ...'ın ise izin vermediği, bir süre sonra Hanifi'nin sollama yaparak aracını ...'ın aracının önüne kırdığı olayla ilgili olarak katılan sanık ...'ın savunmasında “Olay günü otomobil olarak yalnız olarak ... Caddesi'ne doğru seyir halinde iken ara yoldan ... benim bulunduğum yola çıktı. Benim arkamda otomobil ile ilerlerken şehir içinde sollamaya kalktı. Ben de sollaması için yer vermedim. Bir süre sonra beni solladı ve sollar sollamaz da aracını benim aracımın önünü kapatır şekilde önüme kırdı. Ben durdum. Arabadan inip yanıma geldi. Bana vurdu. ...bana vurunca ben de ona vurdum. Ben trafik güvenliğini tehlikeye sokacak bir şey yapmadım. Sadece yaklaşık 30 km hızla yavaş şekilde araç kullanıyordum” şeklindeki beyanı, tanıklar ... ile ...'in “... arkadaşım olur....'yi ise fazla yakın olmamakla tanırım. Olay günü ...'ın kullandığı araç ile yolda seyir halindeydik. Taşıdığımız malzeme ve yol durumu nedeniyle yavaş ilerliyorduk. ...'ın kullandığı araç öndeydi. Onun arkasında ...'nin kullandığı araç vardı. Onların araçları bizim gittiğimiz güzergahta ön tarafa denk geliyordu. Yolda ilerlerken ...'ın yavaş gittiğini, ...'nin onu sollamaya çalışırken izin vermediğini, korna seslerinden ve araçlarından sağa sola doğru hareket etmelerinden anladım. Bir süre sonra ...'nin aracının ...'ın aracının şeridini, yolunu kapatır şekilde önünü keser pozisyonda durduğunu gördüm” şeklindeki yeminli anlatımlarından, katılan sanık ...'ın kara yolunda hız limitinin altında kendi beyanına göre 30 km hızla seyrederek ve arkasından yol isteyen katılan sanık ...'a yol durumu müsait olmasına rağmen kasıtlı olarak yol vermemek suretiyle üzerine atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu işlediği tüm deliller ve dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde hüküm tesisi,Kanuna aykırı olup, katılan sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.