Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13553 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10488 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Özel hayatın gizliliğini ihlalHüküm : Beraat Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan ...'ın, gerekçeli karar başlığında müşteki olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı kabul edilmiştir. Oluşa ve dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan katılan ...'ın sadakatinden kuşkulanan ve aldatıldığını düşünen sanık ...'in, katılan tarafından aleyhine boşanma davasının açıldığı ve katılanla fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, boşanmayı gerektirecek kusurlu bir davranışının bulunmadığını, aksine, geçimsizliğin kaynağının katılanın ... isimli bir kadınla duygusal boyutta arkadaşlık ilişkisi içerisine girmesi olduğunu belirtip, iddialarına ispat olarak, katılanla ... isimli kadının ayrı ayrı ve yan yana çektirdikleri görüntüleri, katılanla aynı kadının tarafı olduğu elektronik iletileri, katılanla Maide isimli kadının birlikte otele gittiklerinin delili olarak katılana ait kredi kartı harcama bilgilerini boşanma davasının görüldüğü mahkemeye verdiği olayda, Şikayete konu görüntüleri ve belge örneklerini, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırı altında ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlayıp, aleyhine açılan boşanma davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın güven sarsıcı olumsuz tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında beraat kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, sanığa atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğuna ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanık hakkında CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, aynı Kanun'un 223/2-e maddesi gereğince beraat hükmü kurulması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 1 numaralı paragrafının, “1- Sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine,” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.