Tebliğname no : 12 - 2014/266158Mahkemesi : İstanbul (Kapatılan) 40. Sulh Ceza MahkemesiTarihi : 12/06/2014Numarası : 2013/1781-2014/761 Suç : Taksirle yaralama Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Uzlaşma kapsamında olan taksirle yaralama suçu ile ilgili olarak sanıkla mağdur arasında uzlaştırma işlemi sağlanmadan kamu davası açılmış ve CMK'nın 254/1. maddesi gereğince, aynı Kanun'un 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre, uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiği gözetilmeden hüküm kurulmuş ise de; mağdurun şikayetinin devam etmekte olup, sanığın da hazır olduğu duruşmada beyan ettiği, “Sanık kazadan sonra benimle ilgilenmedi, arayıp sormadı, ben de ondan olay sebebi ile uğradığım zararı almasını bilirim.” şeklindeki ifadesine nazaran, zararının giderilmemiş olması, sanığın, gerek soruşturma ve kovuşturma evresinde, gerek temyiz dilekçesinde mağdurun zararını giderdiğine dair bir açıklamasının bulunmaması karşısında, gelinen aşama itibariyle sonuca etkili olmayacağı açıkça anlaşılan bu eksiklikten dolayı hükmün bozulmasının yargılamayı gereksiz yere uzatacağı değerlendirildiğinden, tebliğnamedeki bu yönden hükmün bozulmasını öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Oluşa ve kabule göre; gündüz vakti, meskun mahalde, tek yönlü ve üç şeritli caddenin sol şeridini takiben seyir halindeyken, gidiş istikametine göre yolun sağ tarafından karşıdan karşıya geçmek için taşıt yoluna giren ve geçişini tamamlamak üzere olan mağdur yayaya, otomobilinin sol ön kaput ve cam kısımlarıyla önlemsizce çarparak, mağdurun hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak ve duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde yaralanmasına sebebiyet veren sanık hakkında, TCK'nın 89/1. maddesi gereğince, 3 ay ile 1 yıl arasında hapis veya 90 gün ile 365 gün arasında adli para cezası tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece, 4 ay olarak belirlenen temel hapis cezasının, suçun işleniş biçimi ile mağdurda meydana gelen yaralanmanın boyutuna göre, TCK'nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı, adalet ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki, tali kusurlu sanık hakkında asgari hadden uzaklaşılarak ceza tayin edilmesinin isabetsiz olduğu düşüncesiyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusur durumuna, hükmedilen hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmemiş olmasına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.