Tebliğname No : 12 - 2014/337344Mahkemesi : Kemer 1. Asliye Ceza MahkemesiTarihi : 29/11/2013Numarası : 2011/710 - 2013/837 Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Anayasa Mahkemesi'nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun'da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu; Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, suç tarihinde sanıkların, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 27/10/1990 gün ve 711 sayılı, 16/06/2000 gün ve 4666 sayılı kararları ile 3. derece doğal sit alanı olarak tescilli bölgede yer alan taşınmaz üzerine iki adet ahşap bungolov tipi ev inşa etmeye başladıklarının belirlendiği, sit kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edildiği, her ne kadar sanıklar taşınmazın bulunduğu yer nüfusuna kayıtlı olmayıp taşınmazın bulunduğu mahalde ikamet etmemekte iseler de; sanıkların taşınmazı satın aldıkları tarihte tapu kaydının beyanlar hanesinde 04/03/1992 tarih ve 187 yevmiye numaralı korunması gerekli kültür varlığı şerhinin yer aldığı, kaldı ki, 19/11/2008 tarihinde düzenlenen tutanak ile inşaatın sadece ahşap kütükler üzerine oturtulmuş tabanının yapıldığı hususu tespit edilmesine ve sanıkların anılan tutanağa istinaden başlatılan soruşturma kapsamında suça konu taşınmazın sit alanı içerisinde bulunduğunu öğrenmelerine rağmen mahkemece icra edilen keşif ve keşfe katılan arkeolog ve inşaat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlar ile sanıkların tutanak tarihinden sonra eylemlerine devam ederek iki adet ev inşaa ettiklerinin ve halihazırda içerisinde ikamet edilebilir vaziyette olduklarının belirlenmesi karşısında, sanıkların dava konusu taşınmazın sit alanı sınırları içerisinde bulunduğunu bilmediklerine dair savunmalarının inandırıcı ve itibar edilebilir mahiyette olmadığı, sanıkların üzerlerine atılı sit alanında izinsiz olarak inşai ve fiziki müdahalede bulunma suçunu işlediklerinin sabit olduğu, suç tarihi itibariyle Antalya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunduğu anlaşılmakla; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafiinin, sanıkların suç kastlarının bulunmadığına, beraatlerine karar verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- 5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, anılan hak yoksunluğunun tamamen uygulama dışı bırakılması,2- Hapis cezası ertelenen sanıklar hakkında denetim süresi belirlenirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/6 maddesine muhalefet edilmesi kanuna aykırı,3- Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunması karşısında, hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun'da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler yönünden, eylemin niteliği ve suç kastının yoğunluğu dikkate alınmak suretiyle sanıkların hukuki durumlarının yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.