Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13424 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5914 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Tüm sanıklar hakkında; 2863 sayılı Kanunun 67/2, 5237 sayılı TCK'nın 62/1, 52, 52/4, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, sanık ... müdafii, sanık ... ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Kolluk kuvvetlerince düzenlenen 07/10/2013 tarihli olay tutanağında; daha önceden hakkında tarihi eser kaçakçılığı suçundan işlem yapılmış olan ... isimli şahsın, ... ve ... isimli şahıslar ile birlikte tarihi sikkeler ve heykeller bulundurduğu yönündeki bilgiler doğrultusunda gerçekleştirilen çalışmalar sonucu adı geçen şahısların yakalandığının, kaba üst aramalarında, ...'in montunun sol yan cebinde kabarık bir poşet olduğu görülüp, poşetin içerisindeki 26 adet sikke ile 1 adet bronz saç tokasının rızaen teslim alındığının, daha sonra, ...'ın da, pantolonunun cebinden çıkardığı 1 adet gümüş ... sikkeyi kendi rızası ile teslim ettiğinin, olay yerindeki aracın içerisinde görünür vaziyetteki heykellerin kime ait olduğu sorulduğunda, ...'ın, aracın kendisine ait olduğunu, ancak heykellerin kime ait olduğunu bilmediğini; ...'in ise, heykellerin kendisine ait olduğunu söylediğinin belirtildiği, ... 9. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 08/10/2013 tarih ve 2013/875 değişik iş sayılı kararı ile, eserlere ilişkin el koyma işleminin onaylandığı;Sanık ...'in aşamalardaki savunmalarında; antikacılık işi ile uğraştığını, kendisine getirilip, para karşılığı satın aldığı eserleri müzeye ve yasal koleksiyonerlere verdiğini, olay günü ele geçirilen eserlerin de köylerden değişik kişiler tarafından kazı yapılmak suretiyle bulunarak getirildiğini, sanık ...'ın teslim ettiği 1 adet sikkenin de kendisine ait olup, adı geçen sanığa sikkeyi emaneten verdiğini, sanık ...'ın aracındaki iki adet heykelin ise olay günü yanında olmakla birlikte, bırakacak yer bulamadığı için belirtilen araca koyduğunu, suça konu eserlerin çok eski tarihlerden beri kendisinde bulunduğunu beyan ettiği; sanık ...'ın soruşturma aşamasında kolluk kuvvetlerine verdiği ifadede, kendisi tarafından teslim edilen 1 adet sikkeyi sanık ...'dan aldığını söylemesine karşılık, kovuşturma aşamasındaki savunmasında, ismini bilmediği ihtiyar birisinin hediye olarak verdiği sikkeyi yanında taşıdığını beyan ettiği; sanık ...'ın ise aşamalardaki savunmalarında, suça konu eserler ile bir ilgisinin olmadığını dile getirdiği anlaşılmakla;Dava konusu eserler üzerinde üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumları itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgileri, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı olup olmadıkları tespit edilip, sanık ...'dan ele geçirilen ve 07/10/2013 tarihli olay tutanağında “1 adet gümüş ... sikkesi” olarak tanımlanan sikke ile birlikte diğer varlıkların anılan niteliği haiz olduklarının belirlenmesi halinde, ticari maksadı ortaya konulamayan sanık ...'un 2863 sayılı Kanunun 70/1; ticari maksatla eserleri satın alan sanık ...'ın aynı Kanunun 67/2. maddesi uyarınca mahkumiyetlerine; ele geçirilen varlıklar ile bir ilgisi bulunmadığına dair savunmasının aksine delil mevcut olmayan sanık ...'in ise beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı değerlendirmeye dayanılmak ve davanın tarafı konumundaki Müze Müdürlüğü uzmanlarınca soruşturma aşamasında düzenlenen rapor hükme esas alınmak suretiyle karar verilmesi kanuna aykırı, Kabule göre de; Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08/10/2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ... müdafii ile sanıklar ... ve ...'ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.