Mahkemesi :Sulh Ceza) Mahkemesi Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınmasıHüküm : CMK'nın 231/11. maddesine göre açıklanan; TCK'nın 133/1, 62/1, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, üst Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, 05.05.2009 tarihinde işlediği sabit görülen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan dolayı TCK'nın 133/1, 62/1, 53/1-2-3. maddeleri gereğince 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ...Sulh Ceza Mahkemesinin 17.11.2009 tarihli, 2009/190 esas, 2009/181 sayılı kararının itiraz edilmeden 09.12.2009 tarihinde kesinleşmesinin ve kesinleşme tarihinden itibaren 5 yıllık denetim süresinin başlamasının ardından, ...Sulh Ceza Mahkemesinin 10.03.2011 tarihli, 2010/187 esas, 2011/113 (... Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/663 esas, 2011/544) sayılı kararı ile 09.06.2010 tarihinde işlediği sabit g??rülen kasten yaralama suçundan dolayı TCK'nın 86/2, 86/3-a, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin mahkumiyet hükmü 19.11.2013 tarihinde kesinleşen sanık hakkında, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle ihbarda bulunulmasını müteakip, duruşma açılarak, sanığın savunması alınıp, 17.11.2009 tarihli hükmün CMK'nın 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına ilişkin ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.05.2014 tarihli, 2014/906 esas, 2014/22 (... Sulh Ceza Mahkemesinin 2014/307 esas, 2014/249) sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, üst Cumhuriyet savcısının ve sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Sanığın üzerine atılı TCK'nın 133/1. maddesinde düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu için, suç tarihinden sonra, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un 80. maddesi ile yapılan değişiklikle “iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” öngörülmüş olup, hapis cezasının üst sınırı itibariyle davaya bakma görevinin 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesine ait bulunduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla Sulh Ceza Mahkemesince yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,2- Kabul ve uygulamaya göre de: a) Dosya kapsamına göre; resmi nikahlı eşi olan mağdur ... ile ailevi meselelerden dolayı tartışıp, iki gündür ortak konuta gitmeyen sanık ...'ı, 05.05.2009 günü sabah saatlerinde telefonla arayarak hastaneye gideceğini söyleyen mağdurun, telefonunu kapattığı düşüncesiyle yanında bulunan babası, annesi ve erkek kardeşi ile konuşmaya başladığı, telefonun diğer ucundaki sanığın ise görüşmeyi sonlandırmayıp, eşinin boşanıp boşanmayacağına ve boşanmanın sonuçlarına dair konuşmaları ile diğer aile bireylerinin bu konuya ilişkin açıklamalarını dinleyerek, konuşulanları konuşanların bilgisi ve rızası dışında kaydettiği olayda, Mağdur tarafından tesadüfen yapılan bir arama neticesinde başlayan telefon görüşmesinin sonunda açık halde unutulan haberleşme aracının sağladığı kolaylıktan faydalanarak konuşulanları işiten ve gizlice kaydeden sanığın, önceden bir plan yapmaksızın, mağdur ve mağdurun ailesi tarafından kendisine karşı haksız bir saldırıda bulunulduğu düşüncesine kapılmasının ardından ve başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, gıyabında söylenen “...Bir ton dayakla dağa kaldırıp,...a...gömdüğüm..”, “...Siz karışmayın, ben onu hallederim...” biçimindeki sözlerle tehdit ve hakaret suçlarının işlendiğine ilişkin iddiasını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davrandığı kabul edilemeyeceğinden, sanığa yüklenen TCK'nın 133/1. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanık hakkında CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle mahkumiyet hükmü kurulması, kanuna aykırı, b) Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde, TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, üst Cumhuriyet savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.