Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13298 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15528 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralamaHüküm : TCK'nın 89/4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- 11.09.2013 günü saat 18.10 sıralarında sanık sürücü ...'un yönetimindeki kamyonet ile yerleşim yeri içinde, 4 metre genişliğinde yol çalışması bulunan tek yönlü ve tek şeritli yolu takiben Şehir Merkezi istikametine seyir halinde iken, olay mahalline geldiğinde kamyonetin ön kısımları ile önünde aynı istikamette seyir halinde olan sürücü ... idaresindeki kamyonetin arka kısımlarına çarpması ile öndeki araçta bulunan ...'nun basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde, ...'nun ise kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı olayda, sanığın tam kusurlu olması nedeniyle alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle ceza tayininde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, oluşa uygun olmayacak derecede fazla surette ceza tayini suretiyle, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmesi,2- Bilinçli taksirin koşullarının bulunmadığı somut olayda, TCK'nın 50/4. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 50/1-a maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği gözetilmeden, dosya içeriğindeki delillere göre olumsuz bir kişiliği belirlenemeyen sabıkasız sanık hakkında, “Sanığın taksire dayalı kusur ve sorumluluğunu kabullenmemesi, suçtan kaynaklanan nedamet ve pişmanlığını ortaya koyar şekilde söz ve davranışlar sergilememesi, uzlaşma yönünde gayret göstermemesi, eylemine bağlı olarak meydana gelen cismani zarara ilişkin tazmin yükümlülüğü bakımından sorumluluğunun gereklerine uymaması, karşı tarafa ulaşıp özür dileme yada kendisini affettirme yönündeki bir çabasının tespit edilememesi nedeniyle kişiliğinin değerlendirilmesinde olumsuz kanaat edinilmekle takdiren TCK'nın 50/1. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” şeklindeki dosya kapsamı ile uyuşmayan, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle sanığa hükmolunan 2 yıl 3 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.