Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13006 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17862 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 12 - 2014/90221Mahkemesi : Kumluca 1. Asliye Ceza MahkemesiKarar tarihi : 05/12/2013Numarası : 2013/352 - 2013/833 Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 15/02/1939 tarih ve 43/28 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı üzere, kamu davasına katılma hakkına sahip olan ve usulüne uygun bir biçimde yaptığı istemle başvurmuş olan kişinin, duruşmanın sonuna kadar hazır bulunarak talepleri tutanağa geçirildiği ve gösterdiği deliller dinlenildiği takdirde, davaya katılma isteminin eylemli olarak kabul edilmiş sayılacağı, bu nedenle, davaya katılma istemi hakkında mahkemece verilmiş açık bir karar olmamakla birlikte, hazine vekilinin tutanaklara “katılan vekili” olarak yazılmış olması karşısında, katılmadan kaynaklanan hakların kullanımına engel bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, ayrıca katılma kararı verilmesine gerek görülmemiştir. Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Anayasa Mahkemesi'nin 11/04/2012 tarih ve 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanunun 408. maddesi ile değişik 65. maddesinin (a) ve (b) fıkralarının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, Anayasa'nın 153. maddesinin 3. fıkrası ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 66. maddesinin 3. fıkrası gereğince iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesinin de karar altına alındığı, 13/10/2012 tarih ve 28440 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararının, 13/10/2013 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenirken, 2863 sayılı Kanun'da değişiklik yapan 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği;08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı; Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği; Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 27/03/1990 tarih ve 711 sayılı kararı ile tescil edilip, aynı Kurul'un 16/06/2000 tarih, 4666 sayılı ve Koruma Bölge Kurulu'nun 31/05/2010 tarih, 4114 sayılı kararları ile sınırları güncellenen Olympos Antik Kenti 2. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alıp, 22/09/2011 tarihi itibariyle maliki olduğu pansiyonun arka bahçesindeki 4 x 8 m ebatlı sahada, kayalık alanı kırdırarak izinsiz kazı ve düzeltme çalışması yaptırdığı, sit sınırlarının güncellendiği 31/05/2010 tarih ve 4114 sayılı kurul kararı, taşınmazın bulunduğu Yazır Köyü'nde muhtarlıkça halka duyurulduğu gibi, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde 14/07/1999 ve 29/06/2011 tarihli sit şerhlerinin mevcut olduğu, kaldı ki, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporlarına göre, üzerinde müdahale gerçekleştirilen alanın 6 x 16 m ebadına ulaştığı, dolayısıyla sanığın, bölgenin niteliğine vakıf olduğu halde izin almaksızın sit alanına fiziki müdahale gerçekleştirdiğini kabulde zorunluluk bulunduğu anlaşılmakla; sanık tarafından yapılan müdahale nedeniyle 2. derece arkeolojik sit alanının zarar görüp görmediği arkeolog bilirkişi görüşü alınmak suretiyle saptanarak, zararın varlığı halinde 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-1. cümlesi; zarar mevcut değilse, taşınmazın bağlı olduğu idari birimde koruma uygulama ve denetim bürosu bulunup bulunmadığı araştırılıp, anılan büronun suç tarihi itibariyle faaliyette olmaması halinde aynı Kanunun 65/1-2. cümlesi; faaliyette olması halinde 65/4 maddesi uygulanmak suretiyle hüküm tesisi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırmaya dayanılarak ve Anayasa Mahkemesi iptal kararının 13/10/2013 tarihinde yürürlüğe girdiğine dair yanılgılı değerlendirme ile beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.