Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Her iki sanık hakkında; 5271 sayılı CMK'nın 223/7. maddesi uyarınca davanın reddi2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar hakkında açılan davanın reddine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Davanın reddine dayanak teşkil eden ... 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/235 - 2010/321 sayılı dosyası incelendiğinde; 19/02/2009 tarihli olay yeri inceleme raporunda kazı mahallinin, tek katlı, eski Rum döneminden kalma, kullanılmayan, taştan yapılma, müştemilat olarak kullanılan yer olduğunun, oda içerisinde, girişe göre sol tarafta, yaklaşık 75 x 105 cm genişliğinde, 125 cm derinliğinde kazı yapıldığının; 20/02/2009 tarihli müze uzman raporunda da,...Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 30/09/1988 tarih ve 275 sayılı kararı ile tescilli kentsel ve 3. derece arkeolojik sit alanında yer alan ...'un ikametinin bitişiğindeki tescilsiz tarihi evin içinde, yaklaşık 75 cm eninde, 105 cm boyunda ve 125 cm derinliğinde kazı yapıldığının belirtildiği, sözü edilen tespitlere dayanılarak sanıklar hakkında 26/02/2009 tarihli iddianame ile, “kültür varlıkları bulmak amacıyla izinsiz kazı yapma” suçundan dava açıldığı, 12/03/2009 tarihli iddianamenin kabulü kararı ile birlikte sanıkların yargılanmalarına başlandığı, 04/05/2010 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile yargılamanın sonuçlandırıldığı, anılan kararın sanık ... yönünden 09/06/2010; sanık ... yönünden 14/07/2010 tarihinde kesinleştiği;İnceleme konusu dosya kapsamında bulunan 23/07/2009 tarihli müze uzman raporunda ise, ...Emniyet Müdürlüğü'nün 22/07/2009 tarihli telefon ihbarı üzerine olay yerinin kolluk amiri ile birlikte incelendiğinin, daha önce düzenlenen 20/02/2009 tarihli raporda adı geçen ... isimli şahsın, evin başka bir odasında yeni bir kazı çukuru açmış olduğunun, ...'un ikamet ettiği tescilsiz tarihi evin giriş kapısının karşısındaki odanın içinde, beton zemin 120 x 140 cm ölçülerinde kırılarak, 315 cm derinliğinde kazı yapıldığının, beton zemin kaldırılmak suretiyle evin toprak dolgu olan temeli 180 cm derinliğinde kazılıp, kaya tabakaya ulaşıldığının, bu tabakanın da iş makinesiyle 135 cm kazıldığının belirtildiği;Her iki dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi ile; davalara konu kazı eylemlerinin, aynı parseldeki taşınmaz üzerinde gerçekleştirilmekle birlikte, farklı odalarda yapılmış olduğu, kaldı ki, aynı oda kazılmış olsa dahi, 26/02/2009 tarihli iddianamenin, 12/03/2009 tarihli karar ile kabulünden sonra eyleme devam edilmesinin, ayrı bir suçun oluşumuna sebebiyet vereceği, 20/02/2009 tarihli müze uzman raporunda imzası bulunan sanat tarihçinin, 23/07/2009 tarihli müze uzman raporunu da düzenlediği, ayrıca, 23/07/2009 tarihli raporda, müze uzmanlarına eşlik ettiği belirtilen kolluk amirinin, 19/02/2009 tarihli olay ve yakalama tutanağında imzası bulunan kolluk amiri olduğu, dolayısıyla, ...Emniyet Müdürlüğünce yapılan 22/07/2009 tarihli telefon ihbarının, yeni bir olaya ilişkin olduğunu kabulde zorunluluk bulunduğu gibi, 19/02/2009 tarihli kazı olayına yönelik işlem yapan müze uzmanı ile kolluk amirinin, 23/07/2009 tarihli olayı, evin başka bir odasında yeni bir kazı eylemi olarak nitelendirmelerine itibar edilmemesini gerektirecek delillerin mevcut olmadığı, her iki kazı eyleminin boyutları da karşılaştırıldığında, 23/07/2009 tarihinde tespit edilen kazının, daha kapsamlı bir çalışmanın sonucu olduğunun açıkça anlaşıldığı değerlendirilmekle;...Emniyet Müdürlüğünce müzeye yapılan 22/07/2009 tarihli telefon ihbarı üzerine soruşturmaya başlanılması karşısında; Dairemizin 07/10/2013 tarih, 2013/7066 - 2013/22673 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, konuya ilişkin olarak tahkikat evrakı düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması, düzenlenmiş ise, evrakın dosya kapsamına alınması, sanık ...'un aşamalarda verdiği ifadelerde, kazıyı kendisinin yapmadığını, oğlu olan diğer sanık ...'un yaptığını beyan etmesi nedeniyle, sanık ...'a, sözü edilen savunmaya karşı diyeceklerinin sorulması, 23/07/2009 tarihinde tespit edilen kazıyı kendisinin tek başına mı yoksa babası olan sanık ... ile birlikte mi gerçekleştirdiğinin detaylıca açıklattırılması, böylece, eksiklikler giderildikten sonra, ayrı bir suç oluşturan eyleme ilişkin olarak sübut değerlendirmesi yapılmak suretiyle sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile davanın reddine dair hüküm tesisi kanuna aykırı, 2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “19/02/2009” şeklinde gösterilmesi, İsabetsiz olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince davanın reddine ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.