Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminatHüküm : Dava dilekçesinin reddiDavacı vekilinin 31.01.2005 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece dava dilekçesinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Davacının tazminat davası açılması konusunda muvafakatı bulunup bulunmadığı mahkemece araştırılarak dava açılmasına davacının muvafakatinin bulunmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine dair verilen kararın esas itibariyle davanın reddine ilişkin olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;Davacı vekilinin, tazminat davasından çok önceki bir tarihli ve içeriğinde haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davası açabileceğine dair özel yetkinin bulunmadığı vekaletnameye dayanarak açtığı tazminat davasında, davacının bildirilen adresine tebligat yapılamaması, yapılan araştırmalarda ise davacının nereye taşındığının belirlenemediği, davacı vekilince tazminat davası açılması konusunda özel yetki içeren vekaletnamenin sunulmadığı, mahkemece davacıyı duruşmada hazır etmesi için çıkartılan meşruatlı davetiyeye rağmen davacı vekilince davacının hazır edilemediğinin anlaşılması karşısında davacının vekili ile arasında tazminat davası açılması yönünde vekalet ilişkisinin bulunmadığı belirlenerek davanın reddine dair verilen kararda isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla,Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin eksik incelemeye ve davalı lehine hükmedilen dilekçe yazma ücretine ilişkin temyiz itirazının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak ONANMASINA, 27.05.2014 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.MUHALEFET ŞERHİ:Davacı vekili 31.01.2005 tarihli dilekçeleri ile müvekkili davacının 25.01.2003 -27.02.2003 tarihleri arasında haksız tutuklandığını ve yargılandığı suçta beraat ettiğinden 10.000 lira maddi ve 10.000 lira manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Mahkeme, davacının davaya muvafakatının tespiti için çıkarılan tebligata rağmen duruşma günü hazır edilmediği, bu nedenle davaya muvafakatı tespit edilemediğinden davanın reddine karar vermiştir. Dairemizde davanın reddi kararı yerinde görülerek sayın çoğunlukça onanmıştır. Aşağıdaki gerekçelerle onamanın yerinde olmadığını düşündüğümüzden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.1. Davacıyı, 26.02.2003 tarihli vekâletname ile tutuklandığı suçtan savunan Av. ..., davacının (sanığın) 10.12.2004 tarihinde beraatı sonrası 31.01.2005 tarihinde tazminat davasını açmıştır. Aradan uzun yıllar geçen bir durum yoktur. Vekâletname "Umumi vekâletname" şeklinde düzenlenmiştir. 466 sayılı Kanuna göre tazminat davasının açılabilmesi için kanun özel bir vekâletname aramamıştır. 2-Davacı avukatı müvekkili davacıyı, tüm yargı organları önünde (mahkemeler, temyiz organları) haklarını savunmakla yükümlüdür. Bu savunma bazen açılan bir davada davalı, sanık olabileceği gibi, müşteki, katılan, davacı veya şikâyet hakkını kullanma şeklinde de olabilecektir. Kaldı ki koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davaları ceza davasının bir nevi devamı niteliğinde olan kendine özgü bir davadır. 3-Müvekkilinin haklarını korumakla yükümlü olan avukatın, müdafilik ve vekillik görevini yerine getirmemesi halinde hukuki ve cezai sorumluluğu vardır.Davacının muvafakatının aranması, avukatın müvekkilinden habersiz tazminat davası açıp aldığı parayı müvekkiline ödememesi düşüncesi olabilir, bu husus mahkemenin göz önüne alacağı bir konu değildir. Belki başka bir suçun veya hukuki ihtilafın konusu olabilir. Mahkemelerin bu hususu araştırma görev veya yetkisi yoktur.Mahkemenin davaya devamla makul bir oranda tazminata hükmetmesi gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMANIN KAYDA ALINMASI
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuç
BONO • TEMİNAT SENEDİ • İSPAT YÖNTEMİ
Alacaklının bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takibe karşı borçlu, dayanak senedin 21.06.2012 tarihli araç kiralama sözleşmesi kapsamında alındığını ve teminat senedi olduğunu ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurmuş; mahkemece, bononu
TEMYİZ HARCI • NİSBİ HARCA TABİ DAVA MAKTU HARCA TABİ DAVA
Taraflar arasındaki “fazla mesai alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muratlı Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 16.09.2010 gün ve 2009/61 E., 2010/224 K. Sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?