Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12876 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16188 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Sulh Ceza MahkemesiSuçlar : Taksirle yaralama, trafik güvenliğini tehlikeye sokma Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında güvenlik tedbiri niteliğindeki sürücü belgesinin süreli olarak geri alınmasına karar verilmiş olması karşısında, taksirle yaralama suçundan kurulan hükmün temyiz edilebilir olduğu ve mahalli Cumhuriyet savcısı ile sanık tarafından verilen temyiz dilekçelerinin içeriğine göre gerek taksirle yaralama gerek trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz edildiği belirlenerek her iki hüküm bakımından yapılan temyiz incelemesinde: A) Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın ters istikamette sevk ve idare ettiği araçla yaralamalı trafik kazasına neden olması eyleminde trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının oluştuğu; ancak, TCK'nın “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başl??klı 179. maddesinin 2. fıkrasında; kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, anılan maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması nedeniyle zarar suçunun oluştuğu, tehlike suçunun meydana gelen netice ile zarar suçuna dönüşmüş olması karşısında, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması, B) Taksirle yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanun'un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden, tam kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu mağdurun hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına neden olan sanık hakkında, TCK'nın 89/1. maddesi gereğince, 3 ay ile 1 yıl arasında hapis veya 90 gün ile 365 gün arasında adli para cezası tayin ve takdir etmek durumunda olan yerel mahkemece, temel cezanın 120 gün adli para cezası olarak belirlenmesi suretiyle adalet ve hakkaniyete uygun olmayacak şekilde sanığa az ceza tayini, 2- Otomobil sürücüsü sanığın, gündüz vakti, meskun mahalde, caddeyi takiben geldiği kavşağa ters yönden giriş yaparak, seyrine göre yolun solunda nizami olarak yürümekte olan mağdur yayaya sol arka tarafından önlemsizce çarpması eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu, tayin olunan cezasında bu nedenle TCK'nın 22/3. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurularak, sanık hakkında eksik ceza tayini, 3- 5271 sayılı CMK'nın 325. maddesinin 1. fıkrası gereğince,...İhtisas Dairesi Başkanlığınca hazırlanan rapor sonrası düzenlenen fatura tutarı olan 104,00 TL ile birlikte yargılama giderlerininin tamamının mahkum edilen sanıktan tahsil edilmesine karar verilmesi gerekirken, 6352 sayılı Kanun'un 100. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nın 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen düzenleme gereğince, 2 davetiye gideri olan 16,00 TL'den ibaret yargılama giderinin 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olduğundan bahisle, yargılama giderlerinin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.