Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12869 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14504 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiKatılanlar : 1-..., 2- ...Suç : Taksirle öldürmeHüküm : Sanıklar hakkında; TCK'nın 85/1, 62/1, 50/4, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkûmiyetTaksirle öldürme suçundan sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olayda hayatını kaybeden ...'ın babası ...'ın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde kimseden şikayetçi olmadığını beyan ettiği, 21/06/2010 tarihli celsede de vekili aracılığı ile şikayetçi olduğunu bildirip, katılma talebinde bulunduğu, mahkemece aynı celsede davaya katılmasına karar verildiği; soruşturma aşamasında şikayetçi olmamanın kovuşturma aşamasında davaya katılınmasına engel teşkil etmediği anlaşılmakla; katılanlar vekilinin ... vekili sıfatıyla yaptığı temyiz isteminin reddini öneren tebliğname görüşüne iştirak edilmemiştirYapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafii ve katılan ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1940 yılından beri Berdan Ovasının ve Mersin bahçelerinin sulanmasını sağlayan Sağ İsale Sulama Kanalının, işletim, bakım ve onarım yetkisinin sanık ...'nin başkanı, sanık ...'ın birlik müdürü ve sanık ...'in de işletme mühendisi olarak çalıştığı Sahil Sulama Birliği'ne DSİ tarafından 28/04/1997 tarihinde devredildiği, 24/09/2008 tarihinde 2001 doğumlu ve epilepsi hastası olan ...'ın ablası ile birlikte bakkala gittiği, dönüşte eve gelmediği ve bir süre sonra da anılan sulama kanalında boğulmuş olarak bulunduğu olayda; sulama kanalının bakım ve idaresi 1997 yılında Sahil Sulama Birliği'ne devredilmiş ise de, açıldığı tarihlerde mücavir alan dışında bulunan kanalın, Tarsus ilçesinin idari sınırlarının genişlemesiyle olay mahallinin Tarsus Belediyesi yetki sınırları içerisinde kaldığı, ilçenin bütünlüğüne hizmet eden koruyucu donatıların yapılması ve halkın can ve mal güvenliğine yönelik alınacak tedbirlerin yerel yönetimlerce alınması gerektiği, sulama kanalının üzerine koruyucu tedbirlerin alınmamasında sanıklara izafe edilecek kusur bulunmadığı anlaşıldığından; atılı suçtan sanıkların ayrı ayrı beraatlerine hükmedilmesi yerine, dosya içeriğiyle örtüşmeyen yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetine hükmedilmesi;Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.