Mahkemesi : Sulh Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Uyuşturucu madde ile mücadele çalışmaları kapsamında yapılan yol kontrolü nedeniyle aracı görevlilerce durdurulmak istenen sanığın, aracındaki 13-14 kg olduğu bildirilen esrar maddesini yakalatmamak üzere dur ihtarına riayet etmeyerek kaçtığı, aracını hızlı ve çok tehlikeli şekilde kullanıp, kendisini durdurmak maksadı ile yan yana seyrettiği bir ekip aracına sürterek, yoldan çıkardığı, yol üzerinde önlem alan iki ekip aracına da çarparak kaçmaya devam ettiği, süratle seyrine devam ettiği bir sırada ise hakimiyeti kaybederek yol dışı kaldığı olayda, sanığın yarattığı tehlike ve verdiği zararın büyüklüğü nazara alınarak; iki sınır arasında temel ceza belirlenirken adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun makul ve azami hadde yakın bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden çok az uzaklaşılarak ceza tayini ve adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkaları bulunan sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının gerekçesiz olarak adli para cezasına çevrilmiş olması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Olay günü aracını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden, bu nedenle de cezalandırıldığı anlaşılan sanığın TCK'nın 179/2. maddesi yerine 179/3. maddesi ile mahkumiyetine karar verilmesi,2-Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan Kanun maddesinin gösterilmemesi sureti ile CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (1.) bendindeki "179/3" ibaresinin "179/2" ibaresi ile değiştirilmesi, (4.) bendine "adli" ibaresinden önce gelmek üzere "TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince" ibarelerinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.