Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : TCK'nın 179/3-2, 62/1, 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkûmiyetTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanığın idaresindeki araçla olay günü saat 20:40 sıralarında, meskun mahalde, düz, eğimsiz, asfalt caddede seyir halinde iken, direksiyon hakimiyetini kaybederek, orta refüj üzerinde bulunan mağdura çarpması neticesinde, mağdurun alınan geçici hekim raporuna göre “sol ayak dorsalde ödem ekimoz ve minimal abrazyon, sağ pretibial alanda ekimoz ödem” şeklinde yaralandığı, saat 00:23'te alkolmetre ile yapılan ölçümde sanığın 1,71 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, bu şekilde sanığın trafikte seyir halinde iken alkolün etkisi ile güvenli sürüş yeteneğini kaybedip mağdurun yaralanmasına sebebiyet verdiği somut olayda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının oluştuğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike, taksirle yaralama suçunun ise zarar suçu olduğu, dairemizin yerleşik uygulamasına göre; her iki suçun birlikte işlendiği hallerde sanığın hangi suç nedeni ile cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu kriterinin esas alınması gerektiği, buna göre; mağdurun kati hekim raporunun aldırılarak sonucuna göre sanığının hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması;Kabule göre de;Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarih, 2014/140 - 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması;Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 14/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.