Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12605 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14776 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Görevi Kötüye KullanmaHüküm : BeraatGörevi kötüye kullanma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak; 2007 doğumlu mağdurun 01.03.2008 tarihinde ateş ve kusma şikayeti nedeni ile ailesi tarafından götürüldüğü ...Çocuk Sağlığı Merkezi'nde çocuk sağlığı uzmanı tarafından muayene edildiği, ishal, huzursuzluk ve orta derecede ateş şikayeti olan, 4.5 aylık, 67 cm boyunda, baş çevresi 42 cm, 6200 gr ağırlığında, halsiz görünümde, soluk renkli ve huzursuz olan mağdur bebeğin, akciğer ve kardiyak bulgular normal, karın palpasyonla hafif ağrılı, diğer sistemlerin normal, gastroenterit yani kusma ve ishale bağlı olan bağırsak enfeksiyonu tanısı ile gaita tetkiki istendiği, bactrim süsp, flagyl süsp, calgel jel, geralgin-m şurup reçete edilerek hastanın evine yollandığı, rahatsızlığının devam etmesi üzerine aynı gün akşam saat 19:20'de ...Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Acil Servisi'ne getirildiği, nöbetçi asistan doktor olan sanık tarafından muayene edildiği, düzenlenen hasta formunda; üç kez ishal şikayeti olan hastanın, özgeçmişinde ateş ve iştahsızlık şikayeti olmayıp emmesinin iyi olduğu, ishal ve halsizliğinin bulunduğu, 36.7 derece ateşi, sol göğüs üzerinde hemanjiomu olduğu, diğer sistem muayenelerinin normal olduğu, kerning (-), brujenski (-) olduğu, hastanın diğer özel hastanede verilen ve almakta olduğu bactrim ve flagyl tedavisinin kesildiği, ishalin anne sütüne bağlı olduğunun aileye anlatıldığı, ek sorun olması halinde acil polikliniğine başvurmaları önerildiği, ancak rahatsızlığının artması üzerine iki gün sonra 03.03.2008 tarihinde tekrar ...Üniversitesi Hastanesi Çocuk Acil Servisine saat 12:00'de ailesi tarafından getirildiği, yapılan muayenesinde havale geçirme şikayeti olduğu, sistem muayenelerinin normal olduğu, hastanın nörolojik muayenesinde şuuru açık aktif olup febril konvüzyon tanısıyla yatırılan hastaya iv mayi desteği sağlandığı, hastaya LP yapıldığı, BOS mikroskobisinde nadir lokosit görülüp menenjit kabul edilip kristalize penisilin ve kloramfenikol başlandığı, ek olarak decort, ranitidin tedaviye ilave edildiği, konvüzyonları devam eden hastaya fenitoin yükleyip idameye geçildiği, konvüzyonları gerilemeyen, genel durumu iyi olmayan, konvüzyonları devam eden hasta anestezi yoğun bakım ünitesinde izleme alındığı, konvüzyonları ateşi gerilemeyen hastanın kristalize penisilin ve kloramfenikol stoplanıp, ampisilin ve sefotaksim tedavisine geçildiği, spontan solunumu yeterli olmayan hasta entübe edilerek mekanik ventilatöre bağlandığı, takiplerinde solunum sıkıntısı gerilemeyen hastaya PA-AC grafısi çekildiği ve bilateral pnömotoraks tespit edildiği, çocuk cerrahi kliniği ile konsülte edilip bilateral toraks tüpü takıldığı, ampisilin tedavisi 10. güne tamamlanıp stoplandığı, sefotaksim, vankomisin tedavisine geçildiği, takiplerinde hastanın ateş ve konvüzyon atakları gerilediği, toraks tüpünde ossilasyon alınmayan hastanın toraks tüpü çıkarıldığı ve çekilen kontrol toraks BT'de pnömotoraksa ait herhangi bir bulgu rastlanmadığı, spontan solunumu yeterli olan hasta extübe edilip tekrar pediatri süt çocuğu servisine alındığı ve hastanın 26.03.2008 tarihinde çekilen beyin BT'de tüm ventriküler sistem dilate izlendiği, ventriküler çevresinde ve parankimde hipodens BOS sızıntısı izlendiği şeklinde yorumlandığı, hastanın 03.04.2008 tarihinde çekilen kontrol beyin BT'de ise tüm ventriküler sistemde dilatasyon, serebral ödem, serebral atrofı şeklinde yorumlandığı, ailenin isteği üzerine daha ileri tetkik ve tedavi ve VP şant açısından bir üst merkeze sevk edildiği, mağdurun daha sonra tedavilerinin devam ettiği, katılanlar tarafından mağdur bebekte menenjit bulgularının olduğunun ilk etapta muayenesini yapan sanık tarafından tespit edilmemesi nedeniyle mağdur bebeğin menenjit geçirerek zeka özürlü olduğunun iddia edildiği olayda;Dosyada mevcut Yüksek Sağlık Şurası raporunda; sanığın kusma ve ishal şikayeti ile gelen hastayı gerektiği gibi muayene ettiği ve kayıtların da düzgün tutulmuş olduğu, hastanın ilk başvurduğu tarihte menenjiti düşündürecek bir bulgunun olmadığı, kusma ve ishal şikayeti ile gelen her hastaya LP yapılamayacağı, hastaya yapılan uygulamaların tıbbi kurallara uygun olduğu ve sanığın kusurunun bulunmadığı görüşüne yer verilmiş olup;Tüm bu belirlemeler karşısında; sanığın kusurlu olup olmadığı hususunda şüpheye düşüldüğü, sanığa atfedilecek kusurun tartışmayı gerektirmeyecek şekilde kesin bir biçimde saptanması, özellikle mağdurun ilk götürüldüğü ...Çocuk Sağlığı Merkezindeki bulgular ile sanık doktor tarafından muayene edildiğinde tespit edilen bulgular değerlendirilerek, sanık doktor tarafından mağdurda tespit edilen şikayet ve bulgular göz önüne alınarak, menenjit geçirdiğinin tespitini sağlayan ve 03.03.2008 tarihinde yapılan BOS mikroskobik incelemesi ve diğer tetkiklerin yapılması halinde mağdurun durumunun erken teşhis edilme imkanı bulunup bulunmadığı, sanığın gerekli tetkik ve tedaviyi yapmayarak mağdurun hastalığının ilerlemesine ve mağdurdaki hasarın artmasına neden olup olmadığı, mağdurda tespit edilen menenjitin erken teşhisinin mümkün olup olmadığı, erken teşhis edilmesi halinde önlenme imkanının bulunup bulunmadığı, bu suretle sanığın erken teşhis ve tedavide ihmal ve gecikme gösterip göstermediği hususlarında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, sanığın olay nedeniyle tıbbi açıdan kusurlu bulunup bulunmadığının tespitine ilişkin olarak önceki raporlarda irdelenecek şekilde ve sanığın eylemi ile yaralanma neticesi arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının her türlü şüpheden uzak biçimde saptanması için bir kez de Adli Tıp Kurumu genel kurulundan rapor alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile sanığın kusurlu olduğunun saptanması halinde görevi kötüye kullanma ve taksirle yaralama suçlarının unsurları tartışılarak, sanığın eyleminin hangi suç kapsamına girdiğinin belirlenmesi, ayrıca mağdurda meydana gelen yaralanmanın niteliğinin tespiti bakımından Adli Tıp raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde sanığın beraatine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.