Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12595 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14230 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK’nın 85/1, 62, 51, 51/3. maddeleri gereğince mahkumiyetTaksirle öldürme suçundan sanıkların mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafiileri ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiilerinin eksik incelemeye, kusura, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine ancak;...Fabrikasında sanık ...’ın makine mühendisi ve fabrika sorumlu müdürü ve sanık ...’nin vardiya amiri, ölen ...’ın işçi olarak çalıştıkları, olay günü sanık ...'nin sorumluluğunda bulunan ölenin çalışmış olduğu 3 nolu kaynak makinasında sıkışıklık meydana gelmesi üzerine, ölenin ...’e haber verdiği, sanık ...'in makinenin ön kısmında sıkışan paketi çıkarmak için uğraşırken, maktul ...'ın da elinde bulunan demir profil ile arka tarafa geçerek makinede sıkışan parçayı çıkarmaya çalıştığı, bu sırada makinenin ön bölümünde bulunan sanık ...'in makineyi çalıştırması sırasında ...’ın makineye sıkışarak öldüğü, sanıkların asli kusurlu olduğunun kabul edildiği olayda; taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK'nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, asli kusurlu sanıklar hakkında alt sınırdan uzaklaşılması isabetli ise de, sanıkların taksirinin yoğunluğu, meydana gelen sonuç gözetilerek, alt sınırdan daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de;Hükmün gerekçesinde, hükme esas alındığı belirtilen bilirkişi heyeti raporuna göre sanıkların asli kusurlu olduğu belirtildiği, hüküm fıkrasında sanıklar hakkında temel ceza tayininin alt sınırdan uzaklaşılarak, takdiren teşdiden 2 yıl 4 ay hapis cezası olarak tayin edilmesine rağmen, gerekçenin cezanın belirlenmesi başlıklı kısmında sanıkların ikinci derecede kusurlu oldukları ve cezanın alt sınırdan tayin edildiği belirtilerek çelişki yaratılması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince sanıklar hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.