Tebliğname no : 7 - 2011/45848Mahkemesi : Denizli 4. Asliye Ceza MahkemesiTarihi : 28/10/2010Numarası : 2010/244 - 2010/724 Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:14/10/2008 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 28/01/2010 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.2863 sayılı Kanunun, 11/11/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varl??klarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu, Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, sanık hakkında dosya kapsamında mevcut Denizli Müze Müdürlüğü uzmanları tarafından düzenlenen 27/09/1989 tarihli tutanak ve Arkeolog A.C. tarafından düzenlenen 20/03/1994 tarihli tutanaklar incelendiğinde, suça konu Denizli İli, Merkez İlçesi, Kurluca Köyü, ..pafta ..... parsel sayılı taşınmaz üzerine sanığın ikamet etmek için ev inşa ettiği ve bu tutanaklar ile ilgili olarak açılan kamu davaları sonucunda ceza aldığı, ayrıca suça konu taşınmaza ait tapu kaydı incelendiğinde, tapu kaydının beyanlar hanesine 01/06/1990 tarihinde, korunması gerekli kültür varlığı ibaresinin şerh düşüldüğü, sanığında savunmalarında, taşınmazın sit alanı sınırları dahilinde kaldığını ve üzerinde yapı inşa etmenin yasak olduğunu bildiğini beyan ettiği, bu kapsamda sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, anlaşılmakla; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan kurum vekilinin, sanık hakkında tayin edilen cezanın ertelenmemesi gerektiğine, sanığın ise cezanın haksız olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;Gayrimenkul Eski Eserler ve Anılar Yüksek Kurulu Başkanlığı'nın 13/12/1980 gün ve A-2587 sayılı kararıyla 1. derecede arkeolojik ve 1. derece doğal sit olarak tescil edildikten sonra, İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun 02/10/2002 gün ve 10947 sayılı kararıyla arkeolojik sit derecesi 2. derece olarak değiştirilen sınırlar dahilinde kalan suça konu Denizli ili, Merkez ilçesi, Kurluca Köyü, ... pafta .. parsel sayılı taşınmaz üzerine sanığın ahır inşa etmesi sebebiyle açılan kamu davası ile ilgili olarak yapılan yargılama sırasında, dosya kapsamında mevcut 04/10/2010 tarihli inşaat bilirkişisi raporunda, suça konu olan taşınmaz üzerinde bulunan ahırın toplam 87 m2 üzerine kurulu, temelsiz, üzeri saç teneke, yanları kısmen teneke, kısmen çamur harçlı tuğla, kısmen tahta olan basit ahır yapısında olduğu, ahırın iki bölüme ayrılıp, 20 m2 lik eklenti kısmının üst kısmı ve kenarlarının saçla kaplı olduğu, eklenti kısmın 2-3 yıllık olup, diğer bölümün ise eski yapı olduğunun belirtilmiş olmasına karşın, bu raporda ahırın, yapılış zamanına yönelik bir tespit bulunmadığı anlaşılmakla, iddianamede açıklanıp yargılamaya konu olan ahırın bulunduğu yerde yeniden keşif yapılarak, inşasında kullanılan malzemelerin yıpranma durumu, işçilik ve diğer teknik etmenler birlikte değerlendirilip, ilk olarak ne zaman inşa edildiğinin, inşasından sonra ne gibi değişiklikler geçirdiğinin, bu değişikliklerin yapılış zamanları ve niteliklerinin her türlü şüpheden uzak biçimde tespiti ile mevcut uygulamanın 2863 sayılı yasanın 9. maddesinde belirtilen, esaslı onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, yakma, kazı veya benzeri hallerden hangisine girdiği, dolayısı ile sanığın eyleminin inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olup olmadığı husunda yeninden rapor alınıp ayrıca bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği, bu kapsamda suça konu olan yerde suç tarihi olan 14/10/2008 tarihinde koruma, uygulama denetim bürosu bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,Kabule göre de; 1- 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi gereğince iki sınır arasında temel ceza belirlenirken, sanığın kişiliği, suçun işleniş biçimi, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın amaç ve saiki dikkate alınmak suretiyle hapis cezasının asgari hadden belirlendiği gözetilmeksizin, aynı gerekçelerle adli para cezasının asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,2- 5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında CMK'nın 232/6. maddesine aykırı olarak uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.