Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12543 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5891 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiAlkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanmak suçundan sanık ...’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 179/3, 50/1-a, 52/2 ve 62. maddeleri uyarınca 500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Turgutlu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/01/2013 tarihli ve 2010/290 esas, 2013/13 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.Dosya kapsamına göre; sanığın olay tarihinde alkollü şekilde kullandığı aracıyla kaza yapması sonucu birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiğinden bahisle hem taksirle yaralama suçundan hem de alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayımızda ise birden fazla kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, bu nedenle sanığın yalnızca eylemine uyan taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan cezalandırılabileceği, alkollü araç kullanma kabahatine ilişkin olarak ise idarece 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48/5. maddesi uyarınca idarî para cezasının tayin edilebileceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 24.03.2016 gün ve 94660652-105-45-11716-2015-Kyb sayılı yazılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.04.2016 gün ve 2016/132214 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay tarihinde sanığın, idaresindeki römorklu traktör ile 196 promil alkollü olarak, gece vakti, 10 metre genişliğindeki iki yönlü yolda, karşı yönden gelen otomobilin şeridine girerek, katılanların içinde bulunduğu otomobil ile çarpıştığı ve 3 kişinin çeşitli şekillerde yaralanmalarına sebebiyet verdiği, sanığın bu şekilde trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179. maddesinin 2. fıkrasında, kişinin araçları, insanların hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise üç kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, tehlike suçunun meydana gelen netice ile zarar suçuna dönüşmüş olması karşısında bir suçtan dolayı sanığın bir kez cezalandırabileceği, taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûm edilmesinin yanında aynı eylem nedeniyle bir de trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın aleyhine olacak şekilde ikinci kez cezalandırılamayacağı, Dairemizin yerleşik içtihatları uyarınca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, aynı eylemden dolayı sanık hakkında hem taksirle yaralama hem de trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulmasında isabet görülmediğinden;Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Turgutlu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.01.2013 tarihli ve 2010/290 esas, 2013/13 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, hükmün B bendinin hükümden çıkartılması, hükme “sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına” parağrafının eklenmesi suretiyle diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın buna göre yapılmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.