Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12531 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20453 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : TCK'nın 179/3-2, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet, hak yoksunluğu Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekeçeli kararın hüküm fıkrasında açıkça sanık hakkında "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına" karar verilmiş olması ve sanığın adli sicil kaydında yer alan daha önce işlediği kasıtlı suçlar nedeniyle aldığı hapis cezalarının CMK'nın 231/6-a maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kanuni engel oluşturması karşısında, gerekçeli kararın değerlendirme kısmında sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin belirtilmiş olması, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışı niteliğinde görülmekle, bu nedenle bozma isteyen tebliğname görüşüne iştirak edilmemiş; adli sicil kaydında yer alan tekerrüre esas nitelikte, Nazilli Ağır Ceza Mahkemesinin 24/2/1999 tarih 1995/167-13 E.- K. Sayılı 10/5/1999 tarihinde kesinleşmiş, hüküm tarihi itibariyle henüz infazı tamamlanmamış olan ilamıyla küçük mağdureyi alıkoyma suçundan dolayı aldığı 5 yıl hapis cezası bulunan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, mahalli Cumhuriyet savcısının temyizinin sanık lehine olması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, suçun unsurlarının oluşmadığına, lehe hükümlerin uygulanmadığına; mahalli Cumhuriyet savcısının ise, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması hususunda gerekçeli kararın gerekçe bölümündeki açıklamalar ile, hüküm bölümündeki uygulama arasında çelişki bulunduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine; ancak; Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde TCK’nın 53. maddesinin (1). fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümden 53. maddenin uygulanmasına ilişkin paragrafın 53/1-c bendine ilişkin kısmının çıkartılarak, yerine, “Sanığın 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen haklardan, kendi alt soyu açısından aynı Kanunun 53/3. maddesi gereğince koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler bakımından 5237 sayılı TCK'nın 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesine, hükümdeki usul ve kanuna uygun bulunan sair hususların aynen bırakılmasına karar verilmek suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.