Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12522 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21442 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeTaksirle öldürme suçundan sanığın beraatına ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Pratisyen hekim olan sanığın, görevli olduğu ... Devlet Hastanesi acil servisine, baş ağrısı, göğüs ağrısı ve kusma şikayetleri ile saat 12:00-12:30 sıralarında başvuran ..., acil serviste tansiyonun ölçüldüğü, saat 12.27 de EKG’sinin çekildiği, hemogram ve kardiak enzimlerine bakıldığı, sonuçlarının normal olarak değerlendirildiği, damar yolu açıldığı, Primperan ve Desal ampul uygulandığı, Coraspin 300 mg verildiği, monitörize edilerek gözleme alındığı, saat 16.00 civarına kadar gözlemde tutulduğu, Muscofleks ve Noprosyn CR tablet yazılarak taburcu edildiği, ... rahatsızlığının geçmemesi ve artması üzerine aynı gün saat 19.00 civarında yakınları tarafından bu kez ...Hastanesine götürüldüğü, göğüs ağrısı, yanma ve sol kolda uyuşma şikayetleri bulunan ve myokard enfarktüsü tanısı konulan ..., buradaki tedavisine cevap vermediği ve saat 20.20 de eks kabul edildiği olayın yargılaması sonunda, ... İhtisas Kurulu'nun “maktul ... akut myokard enfarktüsü sonucu öldüğü, sanık doktor ...'nin gerekli müdahaleleri yaptığı, ancak dahiliye ve kardiyoloji uzmanı konsültasyonu istenmemesi sebebi ile kusurlu olduğu, ancak maktulün myokard enfarktüsünü hastanede bulunduğu dönem içerisinde mi geçirdiğinin bilinemediği, myokard enfarktüsünün erken tanı ve uygun tedaviye rağmen de ölümcül seyredebileceği tıbben bilindiğinden zamanında tanı koyularak uygun tedavisinin yapılması durumunda da kurtulmasının kesin olmadığı" şeklindeki mütalaasını hükme esas alınarak, sanığın eylemi ile maktulün ölümü arasında illiyet bağının bulunmadığı gerekçesi ile sanığın taksirle öldürme suçundan beraatına karar verilmiş ise de, söz konusu 20/11/2013 tarihli raporda ve Yüksek Sağlık şurasının 13-14 Aralık 2012 tarihli raporunda, hastanın bir kardiyoloji uzmanı tarafından konsülte edilmesini ve trombolitik tedaviye başlanmasını sağlamayan sanığın kusurlu olduğunun bildirilmesi ve myokard enfarktüsünün erken tanı ve uygun tedaviye rağmen de ölümcül seyredebileceğinin anlaşılması karşısında; konsülatasyon isteme ve uygun tedaviye başlanmasını sağlama konusunda ihmali olan sanığın eyleminin TCK'nın 257/2. maddesine uygun suçu oluşturacağı ve hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, sanığın görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.