Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12456 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13600 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : TCK'nın 179/3-2, 62/1, 50/a-3, 52/2. maddeleri gereğince mahkûmiyetTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Kasıtlı suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kastı, suçun işleniş biçimi ile meydana gelen tehlikenin ağırlığı nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, sanığın 198 promil alkollü olarak araç kullandığı trafik kontrolünde tespit edildiği somut olayda, kastının yoğunluğu ve meydana gelen tehlikenin ağırlığı gözetilerek, alt sınırdan uzaklaşılarak hak ve nasafete uygun bir ceza yerine, alt sınırdan ceza tayini, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine dayanak teşkil eden uygulama maddesinin eksik gösterilmesi,2- TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise, sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının ödenmemesi halinde kısmen veya tamamen infazına karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, infazı kısıtlar biçimde, karar tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının, dördüncü paragrafında yer alan "50/a" ibaresinin “50/1-a” olarak değiştirilmesi; TCK'nın 50/6. maddesinin uygulanmasına ilişkin altıncı paragrafın hükümden çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.