Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiKarar Tarihi : 15/09/2015Kişilerin huzur ve sükununu bozma ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 123/1, 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve aynı Kanun'un 6352 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 134/1, 62. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. madde ve fıkrası gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.04.2015 tarihli ve 2014/170 esas, 2015/189 sayılı kararına katılan vekili tarafından yapılan itirazın süre yönünden reddine ilişkin ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.09.2015 tarihli ve 2015/449 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Dosya kapsamına göre, kararın aynı gün katılan vekiline tefhim edildiği, katılan vekilinin karara UYAP üzerinden elektronik imzalı olarak 05.05.2015 tarihli süre tutum dilekçesi ile itiraz ettiği, ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.09.2015 tarihli ve 2015/449 değişik iş sayılı kararı ile dilekçenin 06.05.2015 havale tarihli olması ve yedi günlük sürenin geçmiş olması nedeniyle itirazın süre yönünüden reddine karar verildiği, ancak dosya arasında bulunan ve ... 2. Asliye Ceza Mahkemesince gönderilen görüntü çıktısına göre itirazın 05.05.2015 tarihinde saat 13:15'te UYAP üzerinden yapıldığının anlaşılması karşısında, itirazın süresinde yapıldığının kabulü ile esas yönünden itirazın kabul veya reddine ilişkin karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 26.02.2016 gün ve 94660652-105-09-14926-2015-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2016 gün ve 2016/98728 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;Dosya incelenerek gereği düşünüldü:5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. madde ve fıkrasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu düzenlenmiştir. Aynı maddenin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilir.Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 267 ila 271. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, anılan Kanun'un “İtiraz olunabilecek kararlar” başlıklı 267. maddesinin birinci fıkrasında, “Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.”; “İtiraz usulü ve inceleme mercileri” başlıklı 268. maddesinde ise “(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü madde hükmü saklıdır. (2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.” hükümlerine yer verilmiş, “Sürelerin hesaplanması” başlıklı 39. maddesinin birinci fıkrasında da, gün ile belirlenen sürelerin, tebligatın yapıldığının ertesi günü işlemeye başlayacağı belirtilmiştir.Ayrıca, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.01.2014 tarihli, 2013/14-742 esas, 2014/16 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), Yüksek Mahkemeler de dahil olmak üzere bütün yargı organları ile birlikte adli tıp ve icra daireleri arasında bilgi alışverişinin elektronik ortama taşınması, evrakın elektronik ortamda güvenli bir şekilde depolanması, kişilere internet üzerinden hizmet verilmesi, diğer kurumlarla elektronik ortamda hızlı, etkin ve güvenilir bilgi alışverişinin sağlanması ve bu kurumlardan istenilmesi gereken bilgilerin sistem tarafından hazır edilmesi, kısaca adalet hizmetlerinin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde yerine getirilmesi amacıyla uygulamaya konulan bir bilişim sistemi projesidir. Bu doğrultuda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na 6352 sayılı Kanunu'nun 95. maddesi ile eklenen “Elektronik işlemler” başlıklı 38/A maddesinin birinci fıkrasında, “Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.”, aynı maddenin beşinci fıkrasında, “Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilir.” şeklindeki düzenlemeler ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin işlevi ve kullanılacağı alanlar tanımlanmıştır.Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada; ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.04.2015 tarihli kararının katılan vekilinin yüzüne karşı verildiği ve karara katılan vekili tarafından 05.05.2015 tarihinde elektronik imza ile imzalanarak Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden elektronik ortamda hüküm mahkemesine gönderilen dilekçeyle itirazda bulunulduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 39/1. maddesine göre itirazın yasal yedi günlük sürenin son günü yapılmış olması karşısında, itiraz merciince kararın usul ve esas yönlerinden incelenmesi gerekirken, adliyenin iç işleyişinden kaynaklanan gecikmeden dolayı fiziki evrak üzerinde bulunan 06.05.2015 tarihli hakim havalesi nazara alınarak katılan vekili tarafından yapılan itirazın süre yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olup,Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.04.2015 tarihli ve 2014/170 esas, 2015/189 sayılı kararına katılan vekili tarafından yapılan itirazın süre yönünden reddine ilişkin ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.09.2015 tarihli ve 2015/449 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.