Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12263 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25832 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Manevi tazminat isteminin reddine, 7921,59 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine. Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Tazminat davasının dayanağı olan Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/2328 hazırlık, 2009/604 karar sayılı soruşturma evrakının incelenmesinde, davacıya ait kamyonun sanık ... sevk ve idaresinde iken kaçakçılık suçunda kullanıldığı iddiası ile 31.08.2008 tarihinde el konulduğu, soruşturma sonunda sanık hakkında delil yetersizliği nedeniyle 07.10.2009 tarihinde kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, araç üzerindeki tedbir şerhinin kaldırılmasına karar verilerek aracın maliki olan davacıya 27.10.2009 tarihinde teslim edildiği, tazminat davasının 28.12.2009 tarihinde CMK'nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, Manevi tazminat davaları kişilik hakkını koruyan, haksız tecavüzün doğurmuş olduğu olumsuz sonuçlarını, yani zararın giderilmesini, telafi edilmesini amaçlar. Manevi tazminat davası için, kişilik haklarının ihlal edilmesi özellikle sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin ihlali ve hukuka aykırı bir fiilin bulunması gerekir. Yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerek iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutukevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar. Tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik durumu, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır.Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir. Van Vergi Dairesi müdürlüğünün 28.03.2011 tarih, 4151 sayılı yazı içeriğine göre davacının el konulan araç nedeniyle vergi mükellefiyetinin bulunmadığının ve ticari kazancını delillendirememesi karşısında, davacının kamyonu el koyma süresince kullanamaması nedeniyle zararının asgari ücret üzerinden hesaplanması isabetli bulunmuştur. Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; Davacının suça konu aracını teslim aldığı sırada 26.10.2009 tarihli kasa fişi ile ödediği sabit olan 6195 TL'nin maddi zarar kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasındaki maddi tazminat miktarının 14116,59 TL''ye yükseltilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.