Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12031 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21413 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle ÖldürmeHüküm : TCK'nın 85/1, 62/1, 50/4, 50/1-a, 52/4, 50/6, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyetTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ile müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;Sanığın idaresindeki su tankeri ile seyri sırasında 3 yönlü ışıksız Y kavşak kesişimine geldiğinde beyanına göre başka bir araca yol vermek için gözcü bulundurmadan geri manevra yaptığı sırada, 2005 doğumlu ölene aracın arkası ile çarpıp arka lastikleri ile üzerinden geçmesi sonucu meydana gelen olayda; sanığın asli kusurlu olduğuna ilişkin mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanık ile müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırım” ibaresinin 01.03.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 26.02.2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hükmün kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının 50/6. maddenin uygulanmasına ilişkin 5. paragrafının hükümden çıkarılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 16.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.