Sulh Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile, 5237 sayılı TCK'nın 179/2, 62, 50/3, 50/1-a, 52/2. maddeleri uyarınca mahkumiyetTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: İki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusurunun yoğunluğu nazara alınmak suretiyle adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 323 promil alkollü halde trafikte seyreden sanık hakkında, sözü edilen ölçülere uymayacak şekilde asgari hadden ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, beraatine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle araç kullandığı tespit edilen sanık hakkındaki temel cezanın, 5237 sayılı TCK'nın 179/3. maddesi delaletiyle 179/2. maddesi uyarınca tayini gerektiğinin gözetilmemesi, 2- TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 26/02/2008 tarih, 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan kanun maddesinin, "5237 sayılı TCK'nın 179/3. maddesi delaletiyle 179/2. maddesi" şeklinde düzeltilmesi; (5) numaralı bendinin, "TCK'nın 52/4. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına" ibaresinden sonraki bülümünün hükümden çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 25/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.