Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11704 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21172 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralamaHüküm : TCK'nın 89/4, 51/1-3. maddeleri gereğince mahkûmiyetTaksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay günü sanığın idaresindeki otomobil ile meskun mahalde, orta refüj ile bölünmüş tek yönlü yoldan geldiği, olay mahalli ışık kontrollü üçlü kavşaktan geçtiği sırada, beyanına göre önünde aynı yönde seyir halinde olan harç kamyonunun sağından geçerken karşıdan karşıya geçmek için kaplamaya giren yayalara çarptığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 54. maddesinde "geçme; geçilecek aracın solundaki şeritten yapılmalı, araçların sağından yararlanarak geçmek ve kavşaklarda sürücülerin önündeki aracı geçmesi yasaktır" hükmü gözetildiğinde, olayda bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun ve yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettiren katılanlar lehine, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; soruşturma evresinde dosya kendisine tevdi edilen bilirkişi tarafından hazırlanan ve sanığa tali kusur atfeden 23.09.2011 tarihli raporun dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Hapis cezası ertelenen sanık hakkında, denetim süresi belirlenmesine ilişkin hükmün 5. paragrafındaki “6 ay denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanması” ifadesinin yasal ibarelere uymaması ve karışıklık doğurabilecek nitelikte olması ve belirlenen denetim süresinin TCK'nın 51/3. maddesi gereğince 1 yıldan az olamayacağının gözetilmemesi, keza hapis cezası ertelenen sanık hakkında denetim süresi içinde herhangi bir yükümlülük belirlenip belirlenemeyeceği, sanığa rehberlik edecek uzman bir kişi görevlendirilip görevlendirilmeyeceği hususu ile ertelemeye dair TCK'nın 51. maddesinin 7. ve 8. fıkralarındaki ihtar ve açıklamalara hüküm fıkrasında yer verilmemesi, Kanuna aykırı olup, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün denetim süresi belirlenmesine ilişkin 5. paragrafının hükümden çıkartılarak yerine “Cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 51/3. maddesi gereğince 1 yıl denetim süresi belirlenmesine; sanığın kişiliği ve sosyal durumu gözetilerek denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlenmeden ve uzman kişi görevlendirilmeden geçirilmesine; sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezasının kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirileceğinin sanığa ihtarına; denetim süresi iyi halli olarak geçirildiği takdirde cezanın infaz edilmiş sayılmasına” ibarelerinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.