Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : TCK'nın 85/1, 62/1, 52/2, 50/6. maddeleri gereğince mahkumiyetTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm ile temyiz isteminin reddine ilişkin karar, sanık müdafii ve şikayetçiler vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;28/04/2013 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığına 29/04/2013 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışı, sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi ise mahallinde ilavesi mümkün yazım eksikliği olarak kabul edilmiştir. Soruşturma aşamasında şikayetten vazgeçme, yargılama sırasında katılmaya engel teşkil etmeyeceğinden şikayetçiler vekilinin temyiz talebinin reddine ilişkin 24.09.2013 tarihli ek karar kaldırılarak, katılma isteminde bulunmalarına rağmen, bu istemleri reddedilen şikayetçilerin CMK'nın 260. maddesi uyarınca katılma istemi reddedilen sıfatıyla hükmü temyiz hakkının bulunduğu, ölenin çocukları olması nedeniyle suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan şikayetçilerin CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin kusura, eksik incelemeye ve erteleme hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin, katılanlar vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1. Sanık hakkında hükmolunan 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasının TCK'nın 49/2. maddesi uyarınca kısa süreli olmaması nedeniyle, gerekçeli kararın hüküm kısmında, hürriyeti bağlayıcı cezayı adli para cezasına çevirmenin yasal dayanağını oluşturan TCK'nın 50/4,1-a maddelerinin gösterilmemesi ve hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. ve TCK'nın 52/3. maddelerine aykırı davranılması,2. TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 26/02/2008 tarih ve 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise sanık hakkında tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,3. TCK'nın 63. maddesi uyarınca sanığın gözaltında ve tutuklulukta kaldığı sürenin cezasından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,4. Kendilerini aynı vekille temsil ettiren katılanlar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücretine hükmedilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 3. paragrafı çıkartılarak yerine “Sanığa verilen 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasının sanığın şahsi, sosyal ve ekonomik durumu ile suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak TCK'nın 50/4. maddesi delaletiyle TCK'nın 50/1-a maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine; TCK'nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 810 tam gün olarak belirlenmesine; TCK'nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL hesabıyla 16.200 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” cümlesinin, hükmün 4. paragrafı çıkartılarak yerine “TCK'nın 52/4. maddesi uyarınca, sanığa verilen adli para cezasının birer ay arayla 24 eşit taksitte ödenmesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına ( ihtar edilemedi)” cümlesinin ve hükmün 5 paragrafından sonra gelmek üzere “ sanığın göz altında kaldığı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK'nın 63. maddesi gereğince cezasından mahsubuna” cümlesinin ve bu cümleden sonra gelmek üzere “Katılanlar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 1320,00 TL vekalet ücretinin sanıktan alınıp katılanlara verilmesine” cümlesinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme uygun DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.