Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11574 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 25457 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle TazminatHüküm : 13.637,80 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesineDavacı vekilinin 31.05.2010 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Tazminat davasının dayanağı olan ... Ağır Ceza Mahkemesinin, 2007/99 Esas - 2009/190 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) Çocukları fuhuşa teşvik etmek suçundan, 11.01.2007 – 18.09.2007 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 04.01.2010 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 31.05.2010 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, mahkeme hükmünün davacı vekiline 19.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği ancak davacı vekili hükmü süresinde temyiz etmemekle birlikte, davalı tarafın temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine uygun olarak katılma yoluyla temyiz isteğinde bulunduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamedeki davacının temyiz isteminin reddini isteyen görüşe iştirak edilmemiş, gerekçeli karar başlığına 31.05.2010 olan dava tarihinin 24.08.2010 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat miktarları için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ve tazminat miktarına, davalı vekilinin kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ve davacının kendi kusuru ile tutuklanmasına neden olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;Davacının 11.01.2007 – 18.09.2007 tarihleri arasında 250 gün süreyle tutuklu kaldığı, tutuklanmadan önce şef garson olduğunu iddia eden davacının bu dönem içerisinde maddi zararını vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi resmi bir belgeyle ispatlayamadığı nazara alınıp, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde geçerli olan net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak 3.373,63 TL’nin maddi zarar olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kollukça yapılan araştırma üzerinden fazla hesaplama yapılması ve yasal faizin gözaltı tarihinden itibaren talep edilmesi karşısında kabul edilen manevi tazminat miktarı için yasal faize hükmedilmemesi,Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin faize, davalı vekilinin eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasında maddi tazminatın 3.373,63 TL’ye indirilmesi ve hüküm fıkrasının 2. bendinde “manevi tazminatın” ibaresinden sonra gelmek üzere, “ gözetim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.