Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat Hüküm : Maddi tazminat talebinin reddine, 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı CMK'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi ile 07.05.1964 gün ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 5271 sayılı CMK'nın Yedinci Bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ilâ 144. maddelerinde, tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiş ise de; 5320 sayılı Kanunun 6/2. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ilâ 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında, yapılan işlemden kasıt davacının tutuklandığı tarih olup bu tarih itibariyle de tazminat istemi hakkında 466 sayılı Kanun hükümleri esas alınarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, tutuklama işleminin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK’nın 141 ve devamı maddeleri gereğince değerlendirme ve uygulama yapılması,2- Tutuklandığında ... A.Ş. ... İl Müdürlüğünde teknisyen yardımcısı olarak çalışan davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak maaş, ikramiye ve ek mesai ücreti kaybının bulunmadığı anlaşılmakta ise de, davacının bunlar dışında tutuklu kaldığı dönemde yemek yardımı ile market alışverişi için ödenmesi gereken miktarın da kendisine ödenmediğini beyan etmesi karşısında, anılan dönemde çalışanlara davacının iddia ettiği gibi yemek yardımı ve market alışverişi için herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının, yapılıyor olması halinde davacının bu anlamda maddi bir kaybının bulunup bulunmadığının ve miktarının ilgili kurumdan sorulması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, 3- Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması,4- Davacı tarafın talebi gereği tutuklama tarihinden itibaren yasal faize hükmolunması gerekirken, tahliye tarihinden itibaren faize hükmedilmesi,5- 24.12.2013 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığına 02.01.2014 olarak yazılması,Kanuna aykırı olup, davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.