Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11410 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20480 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hakaret, haberleşmenin gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal Hüküm : Düşme Hakaret, haberleşmenin gizliliğini ihlal, özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanık hakkındaki davaların düşmesine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: ... Gazetesinin 22.09.2011 tarihli nüshasının 25. sayfasındaki “Yemek dolapta, ... maçına gidiyorum...” başlıklı haber içeriğinde, şikayetçinin rızasına aykırı olarak çekilen resminin yanına, “Erkek Var Maçta” ibareleri yazılarak, “.... aşkı sınır tanımadı” alt başlığıyla yayınlanan yazıdan dolayı anılan gazetenin sorumlu müdürü olan sanığın, hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda, Şikayetçi vekilinin 03.10.2011 havale tarihli dilekçesine istinaden başlatılan adli soruşturma sonunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 06.10.2011 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve bu karara şikayetçi vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 07.12.2011 tarih, 2011/229 değişik iş numaralı kararıyla 06.10.2011 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasını müteakip, 28.12.2011 tarihinde düzenlenen iddianamenin mahkemece iade edildiği ve 03.01.2012 tarihli iade kararına Cumhuriyet savcısı tarafından itiraz edilmesinin ardından İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.01.2012 tarih, 2011/108 değişik iş numaralı kararıyla iddianamenin iadesine ilişkin kararın kaldırıldığı ve mahkemece 30.01.2012 tarihinde tensip tutanağı hazırlandığı, 5187 sayılı Basın Kanunu'nun, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un 77. maddesiyle yapılan değişiklikten önceki 26. maddesinin 1. fıkrasına göre, basılmış eserler yoluyla işlenen suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılması gerektiği ve dava açma süresinin hak düşürücü nitelikte olduğu, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu sürelerin, basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihten itbaren başlayacağı, teslim edilmemesi halinde suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihin esas alınacağı, maddenin 5. fıkrasında ise kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda dava açma süresinin, suç için kanunun öngördüğü dava zamanaşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihte başlayacağının düzenlendiği, İncelenen dosyada, iddiaya konu haberin yayınlandığı “Sabah” gazetesi günlük süreli yayınlardan olup, iki aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılması gerektiği, şikayete konu haberin Cumhuriyet Başsavcılığınca daha önce öğrenildiğine ilişkin belge ya da bilgi bulunmaması karşısında, şikayetçi vekilinin 03.10.2011 havale tarihli dilekçesi ile haberin Cumhuriyet Başsavcılığınca öğrenildiği ve iki aylık dava açma süresinin de bu tarihte başladığı, Basın Kanunu'nun 26. maddesinin 6. fıkrasının ilk cümlesindeki, “Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi durur.” hükmünün, sadece kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda uygulanabilecek bir düzenleme olduğu dikkate alındığında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 06.10.2011 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına şikayetçi vekili tarafından 20.10.2011 tarihli dilekçeyle yapılan itiraz üzerine Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.12.2011 tarihli karar tarihine kadar dava açma süresinin durduğunun kabul edilemeyeceği ve 28.12.2011 tarihli iddianameye dayalı olarak açılan davaların iki aylık süre geçtikten sonra açıldığı anlaşılmakla, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık hakkındaki davaların kovuşturma koşulu olan iki aylık süre içinde açılmamasından dolayı 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 26/1 ve CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince düşmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.