Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuçlar : Cinsel taciz, şantaj, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme Hükümler : 1- Cinsel taciz suçundan: TCK'nın 105/1, 43/1, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet 2- Şantaj suçundan: TCK'nın 107/1, 62/1, 52, 50/a, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet 3- Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan: TCK'nın 136/1, 62/1, 50/a, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet Cinsel taciz, şantaj ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüld??: A) Cinsel taciz suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas, 2009/114 karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL'ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; 05.09.2012 tarihinde doğrudan hükmedilen 1860 TL'den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE, B) Şantaj suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Oluşa ve kabule göre, sanığın, arkadaşlık teklifini kabul etmeyen mağdura, kendisiyle buluşup, cinsel ilişkiye girmediği takdirde, şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikte hususlar isnat edeceği tehdidiyle şantajda bulunduğu olayda, TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanun'un 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin suçun kanuni unsurlarının oluşmadığına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında, uygulanan kanun maddesinin fıkrasının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar tespit edilirken uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; B harfiyle gösterilen hükmün 4. paragrafındaki, “50/a maddesi” ibaresinin, “50/1-a ve 52/2. maddeleri” şeklinde değiştirilmesi, aynı paragraftaki “6000,00 TL.” ibaresinden önce, hükme, “300 gün karşılığı” ibaresinin ilave edilmesi suretiyle, eleştirilen husus dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, C) Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince; Dosya kapsamına göre, sanığın, arkadaşlık teklifini kabul etmeyen mağdurun resmini, onun facebook hesabından temin edip, aynı sitede, biri mağdurun adı ve soyadını, diğeri mağdurun adını içeren iki ayrı facebook hesabı açıp, bu hesaplar üzerinden, ele geçirdiği mağdura ait resmi, cinsel içerikli görüntülerle birlikte yayımladığı olayda, Mağdurun resmini, belirli olmayan birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde, hukuka aykırı olarak yayan sanığın eyleminin, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin suçun kanuni unsurlarının oluşmadığına, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanun'un 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, 2- Mağdurun resmini, bir suç işleme kararının icrası kapsamında ve değişik zamanlarda, farklı sahte facebook hesaplarına koyan sanık hakkında, hükmedilen temel cezada, TCK'nın 43/1. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle, sanığa eksik ceza tayin edilmesi, 3- Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında, uygulanan kanun maddesinin fıkrasının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar tespit edilirken uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi, 4- TCK'nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, mağdurun resmini, facebook adlı sosyal paylaşım sitesi üzerinden, belirsiz sayıda kişinin görgüsüne sunan sanık hakkında, 6352 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanun'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.